Ehl-i Beyt, işte bu şiddet-i iltizam ve fıtrî İslâmiyet cihetiyle, din-i İslâm lehinde ednâ bir emâreyi kuvvetli bir burhan gibi kabul eder. Çünkü fıtrî taraftardır. Başkası ise, kuvvetli bir burhan ile sonra iltizam eder.

DÖRDÜNCÜ NÜKTE

Üçüncü Nükte münasebetiyle, Şîalarla Ehl-i Sünnet ve Cemaatin medar-ı nizâı, hattâ akaid-i imaniye kitaplarına ve esasat-ı imaniye sırasına girecek derecede 1 büyütülmüş bir meseleye kısaca bir işaret edeceğiz. Mesele şudur:

Ehl-i Sünnet ve Cemaat der ki: “Hazret-i Ali Hulefâ-i Erbaanın dördüncüsüdür. Hazret-i Sıddık daha efdaldir ve hilâfete daha müstehak idi ki, en evvel o geçti.” 2

Şîalar derler ki: “Hak Hazret-i Ali’nin (r.a.) idi. Ona haksızlık edildi. Umumundan en efdal Hazret-i Ali’dir (r.a.).” Dâvâlarına getirdikleri delillerin hülâsası: Derler ki, Hazret-i Ali (r.a.) hakkında vârid ehâdis-i Nebeviye 3 ve Hazret-i Ali’nin (r.a.) “Şah-ı Velâyet” ünvanıyla, ekseriyet-i mutlaka ile evliyanın ve tariklerin mercii ve ilim ve şecaat ve ibadette harikulâde sıfatları ve Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm ona ve ondan teselsül eden Âl-i Beyte karşı şiddet-i alâkası gösteriyor ki, en efdal odur. Daima hilâfet onun hakkı idi, ondan gasp edildi.

Elcevap: Hazret-i Ali (r.a.) mükerreren, kendi ikrarı 4 ve yirmi seneden ziyade o hulefâ-i selâseye ittibâ ederek onların şeyhülislâmlığı makamında bulunması, Şîaların bu dâvâlarını cerh ediyor. Hem hulefâ-i selâsenin zaman-ı hilâfetlerinde fütuhat-ı İslâmiye ve mücahede-i a’dâ hadiseleri ve Hazret-i Ali’nin zamanındaki vakıalar, yine hilâfet-i İslâmiye noktasında Şîaların dâvâlarını cerh ediyor. Demek Ehl-i Sünnet ve Cemaatin dâvâsı haktır.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : bk. et-Teftazânî, Şerhü’l-Akâid (Terc: Süleyman Uludağ) s.321.
2 : bk. Ahmed İbni Hanbel, el-Âkîde: 1:123; İbni Ebi’l-İzz, Şerhu Akîdeti’t-Tahâviyye: 1:545, 548.
3 : Tirmizî, Menâkıb: 19; İbni Mâce, Mukaddime: 11; Müsned: 1:84, 118, 4:281.
4 : bk. Buhârî, Fezâilü Ashâb: 5; Ebû Dâvud, Sünne: 7; Müsned: 1:106.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Üçüncü Lem'a / Sonraki Risale: Beşinci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

akaid-i imaniye : iman esasları
Aleyhissalâtü Vesselâm : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun
Âl-i Beyt/Ehl-i Beyt : Hz. Peygamberin (a.s.m.) ev halkı
bilbedâhe : açık bir şekilde
burhan : sağlam ve güçlü delil
cerh etmek : çürütmek
cihet : taraf, yön
dâvâ : iddia
din-i İslâm : İslâm dini
ednâ : en basit, en küçük
efdal : üstün, faziletli
ehâdis-i Nebeviye : Hz. Peygamber tarafından söylenen sözler, hadisler
Ehl-i Sünnet ve Cemaat :
ekseriyet-i mutlaka : büyük çoğunluk
emâre : işaret, belirti
esasat-ı imaniye : imanın esasları
evliya : Allah dostları
evvel : önce
fıtrî : doğal
fütuhat-ı İslâmiye : İslâm adına yapılan fetihler
gasp edilmek : zorla alınmak
hakikat : gerçek, esas
Hazret-i Ali :
Hazret-i Sıddık :
hilâfet : halifelik; Peygamberimizin vekili olarak din ve dünya işlerinde genel reislik
Hulefâ-i Erbaa : dört büyük halife; Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali
hulefâ-i selâse : Hz. Ali’den önceki üç büyük halife; Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman
hülâsa : özet, öz
ikrar : doğrulama
iltizam : sıkıca sarılma
ittibâ etmek : tabi olmak, uymak
medar-ı nizâ : kavga, çekişme sebebi
merci : başvurulacak yer
mücahede-i a’dâ : düşmanla savaş
mükerreren : defalarca, tekrar ile
münasebet : ilişki, bağlantı
müstehak : hak etmiş, layık
nükte : ince ve derin anlamlı söz
Şah-ı Velâyet : velilerin şahı; Hz. Ali
şecaat : yiğitlik, cesurluk
şeyhülislâm : halifeyi veya devlet başkanını temsilen devletin ilim, eğitim ve şer’î mahkemelerinden sorumlu en yüksek makamdaki kişi
Şîa : Hz. Ali’nin (r.a.) taraftarlığını esas alan topluluk
şiddet-i alâka : aşırı ilgi
şiddet-i iltizam : çok sıkı bağlılık
tarik : yol
teselsül : peşpeşe gelme, birbirini takip etme
umum : bütün
vârid : söylenen
zaman-ı hilâfet : halifelik dönemi
zât : kişi
ziyade : çok
Yükleniyor...