Ve hâkezâ, bütün Sünen-i Seniyyesinde, ahvâl-i fıtriyesinde ve ahkâm-ı şer’iyesinde hadd-i istikameti ihtiyar edip, zulüm ve zulümat olan ifrat ve tefritten, israf ve tebzirden içtinap etmiştir. Hattâ tekellümünde ve ekl ve şürbünde iktisadı rehber ve israftan kat’iyen içtinap etmiştir. Bu hakikatin tafsilâtına dair binler cilt kitap telif edilmiştir. El-ârifü tekfîhi’l-işâre1 sırrınca, bu denizden bu katre ile iktifâ edip, kıssayı kısa keseriz.

اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى جَامِعِ مَكَارِمِ اْلاَخْلاَقِ وَمَظْهَرِ سِرِّ «وَاِنَّكَ لَعَلٰى خُلُقٍ عَظِيمٍ» اَلَّذِى قَالَ: «مَنْ تَمَسَّكَ بِسُنَّتِى عِنْدَ فَسَادِ اُمَّتِى فَلَهُ اَجْرُ مِائَةِ شَهِيدٍ». 2

وَقَالُوا الْحَمْدُ ِللهِ الَّذِى هَدٰينَا لِهٰذَا وَمَا كُنَّا لِنَهْتَدِىَ لَوْلاَ اَنْ هَدٰينَا اللهُ لَقَدْ جَاۤءَتْ رُسُلُ رَبِّنَا بِالْحَقِّ 3

سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَاۤ اِلاَّ مَاعَلَّمْتَنَاۤ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ 4

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Arif olana bir işaret yeter.
2 : Allahım! “Şüphesiz sen pek büyük bir ahlâk üzeresin” sırrına mazhar olarak en üstün meziyetleri kendisinde toplayan ve “Ümmetimin fesadı zamanında benim sünnetime yapışana yüz şehid ecri vardır” buyuran zâta salât et.
3 : “Dediler: Bizi buna eriştiren Allah’a hamd olsun; yoksa Allah hidayet etmeseydi, biz kendiliğimizden buna erişemezdik. Gerçekten Rabbimizin peygamberleri bize hakkı getirdiler.” A’râf Sûresi, 7:43.
4 : “Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Muhakkak ki ilmi ve hikmeti her şeyi kuşatan Sensin.” Bakara Sûresi, 2:32.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Onuncu Lem'a / Sonraki Risale: On İkinci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ahkâm-ı şer’iye : dinî hükümler
ahvâl-i fıtriye : doğuştan gelen haller
âzamî : en büyük
ekl : yeme
fesad : bozulma, bozukluk
fücur : sapıklık, haddi aşma
hadd-i istikamet : doğru yolu gösteren sınır
hadd-i vasat : orta çizgi, orta yol
hâkezâ : bunun gibi
hakikat : gerçek
humud : isteksizlik; ne helâle, ne de harama isteği olmama
içtinap etmek : kaçınmak
iffet : namus
ifrat : bir şeye aşırı ilgi gösterme, aşırıya kaçma
ihtiyar etmek : istemek, seçmek
iktifâ etmek : yetinmek
iktisad : tutumluluk
israf : savurganlık
ittihaz etmek : edinmek, kabullenmek
kat’iyen : kesin olarak
katre : damla
kıssa : ibretli yazı
kuvve : duygu
kuvve-i gadabiye : öfke duygusu
kuvve-i şeheviye : şehvet duyusu
mâsumiyet : günahsızlık
musaffâ : arınmış, safileşmiş
münezzeh : arınmış, kusur ve eksiklikten yüce
Sünen-i Seniyye : Peygamberimizin söz, fiil ve hareketlerine dayanan yüce prensipler
şecaat-i kudsiye : kutsal kahramanlık
şürb : içme
tafsilât : ayrıntılar
tebzir : elde olanı saçıp savurmak
tefrit : bir şeye aşırı seviyede ilgisiz kalma
tekellüm : konuşma
telif etmek : kitap yazmak, yazılı eser ortaya koymak
zulüm : haksızlık
zulümat : karanlıklar
Yükleniyor...