Ona cevaben dedi ki: “Çarşıdaki vaziyet iktisattan ve kemâl-i akıldan ve alışverişin esası ve ruhu olan emniyetin, sadakatin muhafazasından gelmiş bir hâlettir, hısset değildir. Hanemdeki vaziyet, kalbin şefkatinden ve ruhun kemâlinden gelmiş bir hâlettir. Ne o hıssettir ve ne de bu israftır.” İmam-ı Âzam, bu sırra bir işaret olarak لاَ اِسْرَافَ فِى الْخَيْرِ كَمَا لاَ خَيْرَ فِى اْلاِسْرَافِ demiş. Yani, “Hayırda ve ihsanda —fakat müstehak olanlara— israf olmadığı gibi, israfta da hiçbir hayır yoktur.” 1

YEDİNCİ NÜKTE

İsraf, hırsı intaç eder. Hırs üç neticeyi verir:

BİRİNCİSİ: Kanaatsizliktir. Kanaatsizlik ise sa’ye, çalışmaya şevki kırar. Şükür yerine şekvâ ettirir, tembelliğe atar. Ve meşru, helâl, az malı HAŞİYE terk edip, gayr-ı meşru, külfetsiz bir malı arar. Ve o yolda izzetini, belki haysiyetini feda eder.

HIRSIN İKİNCİ NETİCESİ: Haybet ve hasârettir. Maksudunu kaçırmak ve istiskale mâruz kalıp teshilât ve muavenetten mahrum kalmak, hattâ 2 اَلْحَرِيصُ خَائِبٌ خَاِسرٌ yani, “Hırs, hasâret ve muvaffakiyetsizliğin sebebidir” olan darbımesele mâsadak olur.

Hırs ve kanaatin tesiratı, zîhayat âleminde gayet geniş bir düsturla cereyan ediyor. Ezcümle, rızka muhtaç ağaçların fıtrî kanaatleri, onların rızkını onlara koşturduğu gibi, hayvânâtın hırsla meşakkat ve noksaniyet içinde rızka koşmaları, hırsın büyük zararını ve kanaatin azîm menfaatini gösterir.

Hem zayıf umum yavruların lisan-ı halleriyle kanaatleri, süt gibi lâtif bir gıdanın, ummadığı bir yerden onlara akması ve canavarların hırsla noksan ve mülevves rızıklarına saldırması, dâvâmızı parlak bir surette ispat ediyor.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : bk. Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn 1:262; Kurtubî, el-Câmi’ li Ahkâmi’l-Kur’ân 7:110; el-Münâvî, Feyzü’l-Kadîr 5:454.
HAŞİYE : İktisatsızlık yüzünden müstehlikler çoğalır, müstahsiller azalır. Herkes gözünü hükûmet kapısına diker. O vakit hayat-ı içtimaiyenin medarı olan san’at, ticaret, ziraat tenakus eder. O millet de tedennî edip sukut eder, fakir düşer.
2 : bk. İbni Kays, Kura’d-Dayf 4:301; el-Meydânî, Mecmeu’l-Emsâl 1:214.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Sekizinci Lem'a / Sonraki Risale: Yirminci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlem : dünya, evren
azîm : büyük
cereyan etmek : meydana gelmek
darbımesel : atasözü
dâvâ : iddia
düstur : kural
ezcümle : meselâ, örneğin
fıtrî : doğal
gayr-ı meşru : helâl olmayan, dine aykırı
hasâret : zarara uğramak
hayat-ı içtimaiye : toplumsal hayat
haybet : elindekilerden mahrum kalmak, kaybetmek
hayır : iyilik, faydalı ve sevaplı amel
haysiyet : itibar
hayvânât : hayvanlar
helâl : dinen yapılmasına ve yenmesine izin verilen şey
ihsan : bağış, iyilik, lütuf
iktisatsız : savurgan
intaç etmek : netice vermek
ispat etmek : kanıtlamak
israf : savurganlık
istiskal : hor görme, küçümseme
izzet : şeref, değer
kanaat : razı olma, yetinme
kanaatsizlik : elindekiyle yetinmeme
külfetsiz : zahmetsiz
lâtif : güzel, hoş
lisan-ı hal : hal ve beden dili
mahrum : yoksun
maksud : istenilen, hedef alınan şey
mâruz kalma : uğrama, hedef olma
mâsadak : bir söz veya hükmü doğrulayan husus, doğrulayıcı
medar : dayanak noktası, kaynak
menfaat : fayda, yarar
meşakkat : güçlük, zorluk
meşru : dine uygun
muavenet : yardım
muvaffakiyetsizlik : başarısızlık
mülevves : kirli, pis
müstahsil : üretici
müstehak : hak etmiş
müstehlik : tüketici
netice : son, sonuç
noksaniyet : noksanlık, eksiklik
nükte : ince ve derin anlamlı söz
rızk : yiyecek ve içecek şeyler, gıda
sa’y : çalışma
sukut etmek : alçalmak, düşmek
suret : biçim, şekil
şekvâ : şikâyet
şevk : istek, arzu
şükür : teşekkür etme, Allah’a karşı minnet duyma
tedennî etmek : alçalmak, gerilemek
tenakus etmek : noksanlaşmak, eksilmek
teshilât : kolaylaştırmalar
tesirat : tesirler, etkiler
umum : bütün
zîhayat : canlı
Yükleniyor...