Rabian: İnsan küçük bir âlem olduğu gibi, âlem dahi büyük bir insandır. Bu küçük insan o büyük insanın bir fihristesi ve hülâsasıdır. İnsanda bulunan nümunelerin büyük asılları, insan-ı ekberde bizzarure bulunacaktır.
Meselâ, nasıl ki insanda kuvve-i hafızanın vücudu, âlemde Levh-i Mahfuzun vücuduna kat’î delildir; öyle de, insanda kalbin bir köşesinde lümme-i şeytaniye denilen bir âlet-i vesvese ve kuvve-i vâhimenin telkinatıyla konuşan bir şeytanî 1 lisan ve ifsad edilen kuvve-i vâhime küçük bir şeytan hükmüne geçtiğini ve sahiplerinin ihtiyarına zıt ve arzusuna muhalif hareket ettiklerini, hissen ve hadsen herkes nefsinde görmesi, âlemde büyük şeytanların vücuduna kat’î bir delildir.
Ve bu lümme-i şeytaniye ve şu kuvve-i vâhime bir kulak ve bir dil olduklarından, ona üfleyen ve bunu konuşturan haricî bir şahs-ı şerîrenin vücudunu ihsas ederler.
ON BİRİNCİ İŞARET
Ehl-i dalâletin şerrinden kâinatın kızdıklarını ve anâsır-ı külliyenin hiddet ettiklerini ve umum mevcudatın galeyana geldiklerini, Kur’ân-ı Hakîm, mucizâne ifade ediyor.
Yani, kavm-i Nuh’un başına gelen tufan ile semâvat ve arzın hücumunu 2 ve kavm-i Semud ve Âd’ın inkârından hava unsurunun hiddetini 3 ve kavm-i Firavuna karşı su unsurunun ve denizin galeyanını 4 ve Karun’a karşı toprak unsurunun gayzını 5 ve ehl-i küfre karşı âhirette 6 تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ الْغَيْظِ sırrıyla Cehennemin gayzını ve öfkesini ve sair mevcudatın ehl-i küfür ve dalâlete karşı hiddetini gösterip ilân ederek gayet müthiş bir tarzda ve i’câzkârâne ehl-i dalâlet ve isyanı zecrediyor.
Meselâ, nasıl ki insanda kuvve-i hafızanın vücudu, âlemde Levh-i Mahfuzun vücuduna kat’î delildir; öyle de, insanda kalbin bir köşesinde lümme-i şeytaniye denilen bir âlet-i vesvese ve kuvve-i vâhimenin telkinatıyla konuşan bir şeytanî 1 lisan ve ifsad edilen kuvve-i vâhime küçük bir şeytan hükmüne geçtiğini ve sahiplerinin ihtiyarına zıt ve arzusuna muhalif hareket ettiklerini, hissen ve hadsen herkes nefsinde görmesi, âlemde büyük şeytanların vücuduna kat’î bir delildir.
Ve bu lümme-i şeytaniye ve şu kuvve-i vâhime bir kulak ve bir dil olduklarından, ona üfleyen ve bunu konuşturan haricî bir şahs-ı şerîrenin vücudunu ihsas ederler.
ON BİRİNCİ İŞARET
Ehl-i dalâletin şerrinden kâinatın kızdıklarını ve anâsır-ı külliyenin hiddet ettiklerini ve umum mevcudatın galeyana geldiklerini, Kur’ân-ı Hakîm, mucizâne ifade ediyor.
Yani, kavm-i Nuh’un başına gelen tufan ile semâvat ve arzın hücumunu 2 ve kavm-i Semud ve Âd’ın inkârından hava unsurunun hiddetini 3 ve kavm-i Firavuna karşı su unsurunun ve denizin galeyanını 4 ve Karun’a karşı toprak unsurunun gayzını 5 ve ehl-i küfre karşı âhirette 6 تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ الْغَيْظِ sırrıyla Cehennemin gayzını ve öfkesini ve sair mevcudatın ehl-i küfür ve dalâlete karşı hiddetini gösterip ilân ederek gayet müthiş bir tarzda ve i’câzkârâne ehl-i dalâlet ve isyanı zecrediyor.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : bk. Tirmizî, Tefsîru Sûre: (35) 2; en-Nesâî, es-Sünenü’l-Kübrâ: 6:305; el-Bezzâr, el-Müsned: 5:394; Ebû Ya’lâ, el-Müsned: 7:278, 8:417.
2 : bk. Hâkka Sûresi, 69:11; Kamer Sûresi, 54:11; Kamer Sûresi, 54:12.
3 : bk. Hâkka Sûresi, 69: 5-6.
4 : bk. A’râf Sûresi, 7:136; Tâhâ Sûresi, 29:78; Kasas Sûresi, 28:40.
5 : bk. Kasas Sûresi, 28:81.
6 : “Neredeyse öfkeden parçalanacak!” Mülk Sûresi, 67:8.
2 : bk. Hâkka Sûresi, 69:11; Kamer Sûresi, 54:11; Kamer Sûresi, 54:12.
3 : bk. Hâkka Sûresi, 69: 5-6.
4 : bk. A’râf Sûresi, 7:136; Tâhâ Sûresi, 29:78; Kasas Sûresi, 28:40.
5 : bk. Kasas Sûresi, 28:81.
6 : “Neredeyse öfkeden parçalanacak!” Mülk Sûresi, 67:8.
Önceki Risale: On İkinci Lem'a / Sonraki Risale: On Dördüncü Lem'a