DÖRDÜNCÜSÜ

Muhacir Hafız Ahmed’dir. O kendisi söylüyor: Evet, ben itiraf ediyorum ki, hizmet-i Kur’âniyede âhiretim nokta-i nazarında içtihadımda hata ettim. Hizmete fütur verecek bir arzuda bulundum. Şefkatli, fakat şiddetli ve kefaretli bir tokat yedim. Şöyle ki:

Üstadım yeni icadlara HAŞİYE-1 taraftar olmadığı için -benim camim onun komşusudur; şuhur-u selâse geliyor- camimi terk etsem, hem ben çok sevap kaybediyorum, hem mahalle namazsızlığa alışacak. Yeni usul yapmazsam, men edileceğim. İşte bu içtihada göre, ruhum kadar sevdiğim Üstadımın muvakkaten başka bir köye gitmesini arzu ettim. Bilmedim ki, o yerini değiştirse, başka bir memlekete gitse, hizmet-i Kur’âniyeye muvakkaten fütur gelir. Tam o sıralarda ben tokat yedim. Şefkatli, fakat öyle dehşetli bir tokat yedim ki, üç aydır daha aklım başıma gelmedi. Fakat, lillâhilhamd, Üstadımın kat’î ihbarıyla, ona ihtar edilmiş ki, o musibetin her dakikası bir gün ibadet kadar hükmünde olduğunu rahmet-i İlâhiyeden ümitvar olabiliriz. Çünkü o hata bir garaza binaen değildi. Sırf âhiretimi düşünmek noktasında o arzu geldi.

BEŞİNCİSİ

Hakkı Efendidir. Şimdi burada olmadığı için, Hulûsi’ye vekâlet ettiğim gibi ona da vekâleten derim ki:

Hakkı Efendi talebelik vazifesini hakkıyla ifa ederken, ahlâksız bir kaymakam geldi. Hem Üstadına, hem de kendine zarar gelmemek için, yazdıklarını sakladı. Muvakkaten hizmet-i Nuriyeyi terk etti. Birden, bir şefkat tokadı mânâsında, bin lirayı vermeye mükellef olacak bir dâvâ başına açıldı. Bir sene o tehdit altında kaldı. Tâ geldi, burada görüştük, avdetinde hizmet-i Kur’âniyeye, talebelik vazifesine girdi. Şefkat tokadının hükmü kalktı, tebrie etti.

Sonra Kur’ân’ı yeni bir tarzda HAŞİYE-2 yazmak hususunda talebelere bir vazife açıldı. Hakkı Efendiye de hisse verildi. Elhak, o hissesine sahip çıktı. Bir cüz’ü güzel yazdı. Fakat derd-i maişet zaruretiyle kendini mecbur bilip, gizli dâvâ vekâletine teşebbüs etti.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

HAŞİYE-1 : Yani, Türkçe ezan gibi, şeâir-i İslâmiyeye muhalif bid’atlardır.
HAŞİYE-2 : Tevafuk mucizesini gösterir bir surette demektir.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Dokuzuncu Lem'a / Sonraki Risale: On Birinci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhiret : öldükten sonra yaşanacak olan sonsuz hayat
avdet : geri dönme
bid’at : aslen dinde olmayıp sonradan çıkarılan din için zararlı adet ve uygulama
binaen : dayanarak
cüz : bölüm, kısım
dâvâ açılma : bir suçla mahkemeye çıkma
dâvâ vekâleti : avukatlık
derd-i maişet : geçim derdi
elhak : gerçekten
fütur : usanç, gevşeklik
garaz : kötü kasıt
hizmet-i Kur'âniye : Kur’ân hizmeti
hizmet-i Nuriye : Risâle-i Nur için çalışma
icad : buluş
içtihad : dinen kesin olarak belirtilmeyen bir konuda Kur’ân ve hadisten hüküm çıkarma
ifa etmek : bir işi gerçekleştirmek
ihbar : haber verme
ihtar edilmek : hatırlatılmak
kat'î : kesin olarak
kefaret : günahlardan ve hatalardan arınma vasıtası
lillâhilhamd : ne kadar hamd ve şükürler varsa hepsi Allah’a mahsustur
mânâ : anlam
men edilmek : yasaklanmak
muhalif : aykırı
musibet : belâ, dert
muvakkaten : geçici olarak
mükellef : yükümlü
nokta-i nazar : bakış açısı
rahmet-i İlâhiye : Allah’ın rahmeti, şefkat ve merhameti
suret : şekil, biçim
şeâir-i İslâmiye : İslâma sembol olmuş iş ve ibadetler
şuhur-u selâse : üç aylar
tebrie etme : beraat etme, cezadan kurtulma
tevafuk : denk gelme, uygunluk
usul : metod, yol
ümitvar : ümitli
vekâlet etmek : birinin yerini tutma
zaruret : zorunluluk
Yükleniyor...