Meselâ bu şey (hıfz veya nur veya vücut veya rızık gibi) bir cihette buna dayanır, bu da ötekine, o da ona... Git gide, herhalde nihayetsiz olamaz, bir nihayeti bulunacak.

İşte, bütün böyle silsilelerin müntehâları, elbette sırr-ı kayyûmiyettir. Sırr-ı kayyûmiyet anlaşıldıktan sonra, o mevhum silsilelerde birbirine dayanmak rabıtası ve mânâsı kalmaz, kalkar; herşey doğrudan doğruya sırr-ı kayyûmiyete bakar.

ÜÇÜNCÜ ŞUA

كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِى شَاْنٍ 1 فَعَّالٌ لِمَا يُرِيدُ 2
يَخْلُقُ مَا يَشَاۤءُ 3 بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَىْءٍ 4
فَانْظُرْ اِلٰۤى اٰثَارِ رَحْمَتِ اللّٰهِ كَيْفَ يُحْيِـى اْلاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا 5

gibi âyetlerin işaret ettikleri hallâkıyet-i İlâhiye ve faaliyet-i Rabbâniye içindeki sırr-ı Kayyûmiyetin bir derece inkişafına bir iki mukaddime ile işaret edeceğiz.

BİRİNCİSİ: Şu kâinata baktığımız vakit görüyoruz ki, zaman seylinde mütemadiyen çalkanan ve kafile kafile arkasından gelip geçen mahlûkatın bir kısmı bir saniyede gelir, derakap kaybolur. Bir taifesi bir dakikada gelir, geçer. Bir nev’i, bir saat âlem-i şehadete uğrar, âlem-i gayba girer. Bir kısmı bir günde, bir kısmı bir senede, bir kısmı bir asırda, bir kısmı da asırlarda bu âlem-i şehadete gelip, konup, vazife görüp gidiyorlar.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “O her an bir tasarruftadır.” Rahmân Sûresi, 55:29.
2 : “O dilediğini dilediği şekilde yapar.” Burûc Sûresi, 85:16.
3 : “O dilediğini dilediği şekilde yaratır.” Rum Sûresi, 30:54.
4 : “Herşeyin hüküm ve tasarrufu Onun elindedir.” Yâsin Sûresi, 36:83.
5 : Bak Allah’ın rahmet eserlerine: Yeryüzünü ölümünün ardından nasıl diriltiyor.” Rum Sûresi, 30:50.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Beşinci Nükte
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlem-i gayb : gayb âlemi, görünmeyen âlem
âlem-i şehadet : görünen âlem
asır : yüzyıl
âyet : Kur’ândaki her bir cümle
basîrâne : görerek
derakap : hemen ardından
faaliyet-i Rabbaniye : herşeyin rabbi olan Allah’ın kâinattaki faaliyetleri
faraza : varsayalım ki
hakîmâne : bir maksat ve gayeye yönelik bir şekilde
hallâkiyet-i İlâhiye : Allah’ın yaratıcılığı
hikmet : bir gaye ve faydaya yönelik olarak, tam yerli yerinde olma
inkişaf : ortaya çıkma
intizam : disiplin, düzen
ittihad etme : birleşme, birlikte hareket etme
kafile : grup, topluluk
kâinat : evren
künh : bir şeyin özü, aslı
mahlûkat : varlıklar
mevhum : gerçekte olmadığı halde var sayılan
mizan : ölçü, denge
mukaddime : başlangıç, giriş
müdebbirâne : herşeyi idare ederek
müntehâ : en son nokta
mütemadiyen : sürekli olarak
nev’ : çeşit, tür
nihayetsiz : sonsuz
rabıta : bağlantı
sevk etme : yönlendirme
seyelân-ı mahlûkat : varlıkların su gibi akması
seyeran-ı mevcudat : varlıkların seyir ve hareket halinde olması
seyl : sel, akıntı
sırr-ı kayyûmiyet : Allah’ın her zaman ve her yerde olması ve bütün varlıkları ayakta tutmasında gizli olan sır, temel özellik
silsile : peş peşe gelen, zincir
şua : ışık, parıltı
taife : grup, topluluk
tenkit etmek : eleştirmek
Yükleniyor...