Ve malûm ve bedihîdir ki, intizamla gayeleri ve hikmetleri ve faydaları takip etmek, ihtiyar ile irade ile kasıt ile meşiet ile olabilir, başka olamaz. İhtiyarsız, iradesiz, kasıtsız, şuursuz esbab ve tabiatın işi olmadığı gibi, müdahaleleri dahi olamaz.

Demek bu kâinatın bütün mevcudatındaki hadsiz intizamat ve hikmetleriyle iktiza ettikleri ve gösterdikleri bir Fâil-i Muhtârı, bir Sâni-i Hakîmi bilmemek veya inkâr etmek, ne kadar acip bir cehalet ve divanelik olduğu tarif edilmez.

Evet, dünyada en ziyade hayret edilecek birşey varsa, o da bu inkârdır. Çünkü kâinatın mevcudatındaki hadsiz intizamat ve hikmetleriyle vücut ve vahdetine şahitler bulunduğu halde Onu görmemek, bilmemek, ne derece körlük ve cehalet olduğunu, en kör cahil de anlar.

Hattâ, diyebilirim ki, ehl-i küfrün içinde, kâinatın vücudunu inkâr ettiklerinden ahmak zannedilen Sofestâîler, en akıllılarıdır. Çünkü, kâinatın vücudunu kabul etmekle Allah’a ve Hâlıkına inanmamak kabil ve mümkün olmadığından, kâinatı inkâra başladılar.

Kendilerini de inkâr ettiler, “Hiçbir şey yok” diyerek, akıldan istifa ederek, akıl perdesi altında sair münkirlerin hadsiz akılsızlıklarından kurtulup bir derece akla yanaştılar.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: İkinci Nükte / Sonraki Risale: Dördüncü Nükte
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acip : hayret verici, şaşırtıcı
ahmak : akılsız
cihet : taraf, yön
hikmetli : ilim ve yüksek bilgi sahibi
ihtiyarsız : irade ve tercih kabiliyeti olmayan
iktiza etmek : gerektirmek
inkâr etmek : kabul etmemek, yok olduğunu iddia etmek
intizâmât : intizamlar, düzenlilikler
iradesiz : tercih ve dileme özelliği olmayan
irtikâp etmek : yapmak, işlemek
istifa etmek : terk etmek, bırakmak
kabil : mümkün, olabilir
kâinat : evren
kastsız : amaçsız
kemâl-i hikmet : eksiksiz, tam ve mükemmel bir hikmet
masarıf : masraflar, harcamalar
mevcudat : varlıklar
muhalif : aykırı, zıt
müdahale : karışma
münkir : Allah’a inanmayan
müsrifâne : israf edercesine
sair : diğer, başka
şuursuz : bilinçsiz
tabiat : canlı cansız bütün varlıklar, doğa
teçhiz etmek : donatmak
vahdet : tek olma
vücut : varlık
zayi etmek : kaybetmek
zîşuur : şuur sahibi, bilinçli
ziyade : çok, fazla
Yükleniyor...