ON ÜÇÜNCÜ RİCA HAŞİYE

Bu Ricada, sergüzeşt-i hayatımın mühim bir levhasından bahsedeceğimden, herhalde bir derece uzun olacak; usanmamanızı ve gücenmemenizi arzu ediyorum.

Harb-i Umumîde Rusun esaretinden kurtulduktan sonra, İstanbul’da, iki üç sene Dârü’l-Hikmette, hizmet-i diniye beni orada durdurdu. Sonra, Kur’ân-ı Hakîmin irşadıyla ve Gavs-ı Âzamın himmetiyle ve ihtiyarlığın intibahıyla, İstanbul’daki hayat-ı medeniyeden usanç ve şâşaalı hayat-ı içtimaiyeden bir nefret geldi. Dâüssıla tabir edilen iştiyak-ı vatan hissi beni vatanıma sevk etti. Madem öleceğim, vatanımda öleyim diye Van’a gittim.

Herşeyden evvel, Van’da Horhor denilen medresemin ziyaretine gittim. Baktım ki, sair Van haneleri gibi onu da Rus istilâsında Ermeniler yakmışlardı. Van’ın meşhur kalesi ki, dağ gibi yekpare taştan ibarettir, benim medresem onun tam altında ve ona tam bitişiktir. Benim terk ettiğim yedi sekiz sene evvel, o medresemdeki hakikaten dost, kardeş, enîs talebelerimin hayalleri gözümün önüne geldi. O fedakâr arkadaşlarımın bir kısmı hakikî şehid, diğer bir kısmı da o musibet yüzünden mânevî şehid olarak vefat etmişlerdi.

Ben ağlamaktan kendimi tutamadım. Ve kalenin, tâ medresenin üstündeki, iki minare yüksekliğinde, medreseye nâzır tepesine çıktım, oturdum. Yedi sekiz sene evvelki zamana hayalen gittim. Benim hayalim kuvvetli olduğu için, beni o zamanda hayli gezdirdi. Etrafta kimse yoktu ki, beni o hayalden çevirsin ve o zamandan çeksin. Çünkü yalnızdım. Yedi sekiz sene zarfında, gözümü açtıkça, bir asır zaman geçmiş kadar bir tahavvülât görüyordum.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

HAŞİYE : Lâtif bir tevafuktur ki, bu On Üçüncü Ricanın bahsettiği medrese hadisesi on üç sene evvel oldu.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Beşinci Lem'a / Sonraki Risale: Yirmi Yedinci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ahbap : arkadaş, dost
asır : yüzyıl
Dârü’l-Hikmet : 1918-1922 yılları arasında Şeyhülislamlığa bağlı olarak faaliyet gösteren, Bediüzzaman’ın da görev yaptığı İslâm akademisi hüviyetinde ilmi kuruluş
dâüssıla : vatan özlemi
enîs : arkadaş, dost
esaret : esirlik, tutsaklık
evvel : önce
hakikaten : gerçekten
hakikî : gerçek
hane : ev
Harb-i Umûmî : Birinci Dünya Savaşı
hayalen : hayal ederek
hayat-ı içtimaiye : sosyal hayat
hayat-ı medeniye : medenî hayat
hazîn : hüzünlü, acıklı
himmet : ciddî gayret, yardım
hizmet-i diniye : din hizmeti
intibah : uyanış
irşad : doğru yolu gösterme
istilâ : işgal
iştiyak-ı vatan : vatan özlemi
kısm-ı âzam : büyük kısım
Kur’ân-ı Hakîm : her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân
lâtif : ince, hoş
medrese : din eğitimi veren yüksek okul
mevki : yer, makam
musibet : belâ, büyük sıkıntı
mühim : önemli
nazar : bakış
nâzır : bakan, gözeten
rica : ümit
sergüzeşt-i hayat : hayat serüveni
sevk etmek : yönlendirmek
şâşaalı : gösterişli, göz alıcı bir şekilde
tahavvülât : değişimler
tahrip etmek : yıkıp yok etmek
talebe : öğrenci
tevafuk : uygunluk, denk gelme
yekpare : tek parça
Yükleniyor...