لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ اِيمَانًا بِاللّٰهِ
لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ أَمَاناً مِنَ اللّٰهِ
لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ أمَانَةً عِنْدَ اللّٰهِ
لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ حَقًّا حَقًّا
لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ إِذْعَاناً وَصِدْقًا
لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ تَعَبُّداً وَرِقّاً
لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ الْمُبِينُ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللّٰهِ صَادِقُ الْوَعْدِ اْلاَمِينُ.
:اَلْفَصْلُ الثَّانِى
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ أَمَاناً مِنَ اللّٰهِ
لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ أمَانَةً عِنْدَ اللّٰهِ
لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ حَقًّا حَقًّا
لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ إِذْعَاناً وَصِدْقًا
لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ تَعَبُّداً وَرِقّاً
لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ الْمُبِينُ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللّٰهِ صَادِقُ الْوَعْدِ اْلاَمِينُ.
:اَلْفَصْلُ الثَّانِى
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
AÇIKLAMA
Allah’tan başka ilâh yok; Allah’a iman için,
Allah’tan başka ilâh yok; Allah’tan eman için,
Allah’tan başka ilâh yok; şehadetim Allah katına emanet olarak,
Allah’tan başka ilâh yok; hakkan ve hakikaten,
Allah’tan başka ilâh yok; iz’an ve sıdk olarak,
Allah’tan başka ilâh yok; Kulluk ve ibadet olarak.
Allah’tan başka ilâh yok; mülkünde dilediği gibi tasarruf eden ve âcizlik ve zayıflık hiçbir surette Kendisine yanaşamayan Melik; zâtı, sıfatları, isimleri ve fiilleri hak ve hakikat olan ve kâinattaki bütün varlıkların dayandıkları tek hakikat Kendisinin isim ve sıfatlarının tecellileri olan Hak; ve her biri birer san’at mûcizesi olan kâinattaki varlıklarda ve peygamberlere gönderdiği kitaplarda varlık ve birliğinin delilleri açıkça görünen Mübîn O. Muhammed Allah’ın peygamberi; vaadine sâdık ve emin olan Sâdıku’l-Va’di’l-Emîn O.
İkinci Fasıl
Ekser aktâbın ve bilhassa Gavs-ı Geylânî’nin her sabah virdlerinin fâtihası hükmünde beş altı satır-ı temcid ve tâzim, benim için uzun bir silsile-i tefekkürün çekirdeği hükmüne geçip, doksan dokuz mertebe-i marifet ve tevhide işaret nev’inden bir sünbül-ü mânevî vermiş. O doksan dokuz mertebesinden yetmiş dokuz mertebesi burada zikredildi. O işârâtın herbir fıkrasında iki cihetle Zât-ı Akdese bakar:
Biri, hazır, meşhud vaziyetiyle şehadet eder mânâsıyla, lillâhi şehîd tabiriyle ifade ediliyor. Ve emsallerinin birbiri arkasından gelip geçmesinden tezahür eden silsilenin işaretine, alâllahi delîl diye delâlet eder, mânâsında ifade edilmiştir.
Said Nursî
Bismillâhirrahmânirrahîm
Önceki Risale: Üçüncü Bab / Sonraki Risale: Beşinci Bab


