وَكَذَا نَشْهَدُ بِكُلِّ مَا مَرَّ وَمَعَ كُلِّ مَا مَرَّ بِأَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُكَ وَنبِيُّكَ وَصَفِيُّكَ وَخَلِيلُكَ. وَجَمَالُ مُلْكِكَ. وَمَلِيكُ صُنْعِكَ. وَعَيْنُ عِنَايَتِكَ. وَشَمْسُ هِدَايَتِكَ. وَلِسَانُ مَحَبَّتِكَ. وَمِثَالُ رَحْمَتِكَ. وَنورُ خَلْقِكَ. وَشَرَفُ مَوْجُودَاتِكَ. HAŞİYE
وَكَشَّافُ طِلْسِمِ كَائِنَاتِكَ. وَدَلاَّلُ سَلْطَنَةِ رُبوبِيَّتِكَ. وَمُعَرِّفُ كُنُوزِ أَسْمَائِكَ. وَمُعَلّمُ أَوَامِرِكَ لِعِبَادِكَ وَمُفَسّرُ آياَتِ كِتَابِ كَائِنَاتِكَ. وَمَدَارُ شُهُودِكَ وَاِشْهَادِكَ. وَمِرآةُ مَحَبَّتِكَ لِجَمَالِكَ وَأَسْمَائِكَ، وَمَحَبَّتِكَ لِصَنْعَتِكَ وَمَصْنُوعَاتِكَ، وَلِمَحَاسِنِ مَخْلُوقَاتِكَ. وَحَبِيبُكَ وَرَسُولُكَ الَّذِى أَرْسَلتَهُ رَحْمَةً لِلْعَالَمِينَ. وَلِبَياَنِ مَحَاسِنِ كَمَالاَتِ سَلْطَنَةِ رُبوبِيَّتِكَ بِحِكْمَةِ صَنْعَةِ صِبْغَةِ نُقُوشِ قَصْرِ الْعَالَمِينَ. وَلِتَعْرِيفِ كُنُوزِ أَسْمَائِكَ بِإِشَارَاتِ حِكَمِيَّاتِ كَلِمَاتِ آياَتِ سُطُورِ كِتَابِ الْعَالَمِينَ. وَلِبَياَنِ مَرْضِيَّاتِكَ يَارَبَّ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرَضِينَ. عَلَيْهِ وَعَلٰى آلِهِ وَاَصْحَابِهِ وَاِخْواَنِهِ أَلْفُ أَلْفِ صَلاَةٍ وَسَلاَم ٍ فِى كُلِّ آنٍ وَزَمَانٍ.
اَللَّهُمَّ يَا حَفِيظُ يَا حَافِظُ يَا خَيْرَ الْحَافِظِينَ
نَسْتَوْدِعُ حِفْظَكَ وَحِمَايَتَكَ وَرَحْمَتَكَ هٰذِهِ الشَّهَادَاتِ الَّتِى أَنْعَمْتَهَا عَلَيْناَ. فَاحْفَظْهَا إِلٰى يَوْمِ الْحَشْرِ وَالْمِيزَانِ آمِينَ. وَالْحَمْدُ ِللّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ.
وَكَشَّافُ طِلْسِمِ كَائِنَاتِكَ. وَدَلاَّلُ سَلْطَنَةِ رُبوبِيَّتِكَ. وَمُعَرِّفُ كُنُوزِ أَسْمَائِكَ. وَمُعَلّمُ أَوَامِرِكَ لِعِبَادِكَ وَمُفَسّرُ آياَتِ كِتَابِ كَائِنَاتِكَ. وَمَدَارُ شُهُودِكَ وَاِشْهَادِكَ. وَمِرآةُ مَحَبَّتِكَ لِجَمَالِكَ وَأَسْمَائِكَ، وَمَحَبَّتِكَ لِصَنْعَتِكَ وَمَصْنُوعَاتِكَ، وَلِمَحَاسِنِ مَخْلُوقَاتِكَ. وَحَبِيبُكَ وَرَسُولُكَ الَّذِى أَرْسَلتَهُ رَحْمَةً لِلْعَالَمِينَ. وَلِبَياَنِ مَحَاسِنِ كَمَالاَتِ سَلْطَنَةِ رُبوبِيَّتِكَ بِحِكْمَةِ صَنْعَةِ صِبْغَةِ نُقُوشِ قَصْرِ الْعَالَمِينَ. وَلِتَعْرِيفِ كُنُوزِ أَسْمَائِكَ بِإِشَارَاتِ حِكَمِيَّاتِ كَلِمَاتِ آياَتِ سُطُورِ كِتَابِ الْعَالَمِينَ. وَلِبَياَنِ مَرْضِيَّاتِكَ يَارَبَّ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرَضِينَ. عَلَيْهِ وَعَلٰى آلِهِ وَاَصْحَابِهِ وَاِخْواَنِهِ أَلْفُ أَلْفِ صَلاَةٍ وَسَلاَم ٍ فِى كُلِّ آنٍ وَزَمَانٍ.
اَللَّهُمَّ يَا حَفِيظُ يَا حَافِظُ يَا خَيْرَ الْحَافِظِينَ
نَسْتَوْدِعُ حِفْظَكَ وَحِمَايَتَكَ وَرَحْمَتَكَ هٰذِهِ الشَّهَادَاتِ الَّتِى أَنْعَمْتَهَا عَلَيْناَ. فَاحْفَظْهَا إِلٰى يَوْمِ الْحَشْرِ وَالْمِيزَانِ آمِينَ. وَالْحَمْدُ ِللّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ.
AÇIKLAMA
Yine yukarıda geçenlerin hepsini şahit tutarak ve onların hepsiyle beraber şehadet ederiz ki, Muhammed Senin kulun, peygamberin, âlemlerde seçkin kıldığın kulun, dostun, mülkünün güzelliği, san’atının melîki, inayetinin pınarı, hidayetinin güneşi, muhabbetinin lisanı, rahmetinin misali, mahlûkatının nuru, mevcudatının şerefi, HAŞİYE kâinatının tılsımının keşfedicisi, rububiyet saltanatının dellâlı, isimlerinin hazinelerinin tarif edicisi, kullarına Senin emirlerini talim edici, kâinat kitabının âyetlerinin tefsir edicisi, yarattığın varlıklar üzerindeki tecellilerini görmek ve şuurlu kullarına göstermek için medar yaptığın zat, kendi cemâline ve isimlerine olan muhabbetinin ve san’atına ve san’at eserlerine ve mahlûkatının güzelliklerine olan muhabbetinin aynası; âlemlere rahmet olarak ve bu âlem sarayının nakışlarındaki renk ve san’atların hikmetleriyle rububiyet saltanatının mükemmel yapısındaki güzellikleri beyan etmek ve kâinat kitabının kelimelerindeki, âyetlerindeki ve satırlarındaki hikmetlerin işaretiyle Senin isimlerinin hazinelerini tarif etmek ve razı olduğun şeyleri bildirmek üzere gönderdiğin sevgilin ve resulündür, ey Göklerin ve Yerlerin Rabbi! Ona ve âline ve ashabına ve kardeşlerine, her anda ve her zamanda milyonlar salât ve selâm olsun.
Ey herşeyi koruyan ve gözeten ve herşeyin sonuçlarını muhafaza eden Hafîz, ey Hâfız, ey koruyanların en hayırlısı Hayru’l-Hâfızîn olan Allah’ım,
Bize ihsan ettiğin bu şehadetleri Senin koruma ve himayene ve Senin rahmetine emanet ediyoruz. Haşir ve mizan gününe kadar onları koru. Âmin. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
HAŞİYE : Bu ikinci şehadette herbir kelime nübüvvet-i Ahmediyenin (a.s.m.) birer hak burhanına ima ettiği, birer vazife-i nübüvvete, birer makamat-ı Muhammediyeye (a.s.m.) işaret ettiği gibi, birinci şehadette herbir fıkra dahi küllî çok berâhin-i vahdâniyete delâlet ettiğinden, güya herbiri hem benim şahidim ve hem benimle şehadet eder. Ve ben onların lisan-ı hal ile şehadetlerini lisan-ı kàle niyetimle kalb edip beraber şehadet getiriyoruz demektir.
Önceki Risale: Üçüncü Bab / Sonraki Risale: Beşinci Bab


