Hem Risale-i Nur’un bir cüz’ünde denilmiş ki:

Bahtiyardır o adam ki, refika-i ebediyesini kaybetmemek için saliha zevcesini taklit eder, o da salih olur. Hem bahtiyardır o kadın ki, kocasını mütedeyyin görür, ebedî dostunu ve arkadaşını kaybetmemek için o da tam mütedeyyin olur, saadet-i dünyeviyesi içinde saadet-i uhreviyesini kazanır.

Bedbahttır o adam ki, sefahete girmiş zevcesine ittibâ eder, vazgeçirmeye çalışmaz, kendisi de iştirak eder. Bedbahttır o kadın ki, zevcinin fıskına bakar, onu başka bir surette taklit eder. Veyl o zevc ve zevceye ki, birbirini ateşe atmakta yardım eder. Yani, medeniyet fantaziyelerine birbirini teşvik eder.

İşte, Risale-i Nur’un bu mealdeki cümlelerinin mânâsı budur ki: Bu zamanda aile hayatının ve dünyevî ve uhrevî saadetinin ve kadınlarda ulvî seciyelerin inkişafının sebebi, yalnız daire-i şeriattaki âdâb-ı İslâmiyetle olabilir.

Şimdi aile hayatında en mühim nokta budur ki, kadın, kocasında fenalık ve sadakatsizlik görse, o da kocasının inadına, kadının vazife-i ailevîsi olan sadakat ve emniyeti bozsa, aynen askeriyedeki itaatin bozulması gibi, o aile hayatının fabrikası zîrüzeber olur. Belki o kadın, elinden geldiği kadar kocasının kusurunu ıslaha çalışmalıdır ki, ebedî arkadaşını kurtarsın.

Yoksa, o da kendini açıklık ve saçıklıkla başkalara göstermeye ve sevdirmeye çalışsa, her cihetle zarar eder. Çünkü hakikî sadakati bırakan, dünyada da cezasını görür. Çünkü nâmahremlerin nazarından fıtratı korkar, sıkılır, çekilir. Nâmahrem yirmi erkeğin on sekizinin nazarından istiskal eder.

Erkek ise, nâmahrem yüz kadından, ancak birisinden istiskal eder, bakmasından sıkılır. Kadın o cihette azap çektiği gibi, sadakatsizlik ittihamı altına girer, zaafiyetiyle beraber; hukukunu muhafaza edemez.

Elhasıl: Nasıl ki kadınlar kahramanlıkta, ihlâsta, şefkat itibarıyla erkeklere benzemedikleri gibi, erkekler de o kahramanlıkta onlara yetişemiyorlar. Öyle de, o mâsum hanımlar dahi, sefahette hiçbir vecihle erkeklere yetişemezler.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Üçüncü Lem'a / Sonraki Risale: Yirmi Beşinci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âdâb-ı İslâmiyet : İslâmiyetin terbiye kuralları
bahtiyar : talihli, mutlu
bedbaht : talihsiz, bahtsız
cihet : yön
daire-i şeriat : Allah tarafından bildirilen emir ve yasaklara dayanan hükümlerin bulunduğu daire
dünyevî : dünyaya ait
ebedî : sonsuz
elhasıl : kısaca, özetle
emniyet : güven
fantaziye : eğlence, zevk ve heveslere hitap eden davranışlar
fenalık : kötülük, çirkinlik
fısk : günah
fıtrat : yaratılış, mizaç
hakikî : gerçek
hilkat : yaratılış
hukuk : haklar
ıslah : düzeltme, iyileştirme
ihlâs : içten ve karşılık beklemeden yapılan davranış, samimiyet
inkişaf : açığa çıkma, gelişme
istiskal etmek : ağır bulmak, sıkılmak
iştirak etmek : katılmak
itaat : emre uyma, boyun eğme
itibarıyla : açısından
ittibâ etmek : tâbi olmak, uymak
ittiham : suçlama
mâsum : günahsız, saf
meal : anlam
mecbur : zorunlu
muhafaza etmek : korumak, saklamak
mühim : önemli
mütedeyyin : dinin emirlerini eksiksiz yerine getiren, dindar
nâmahrem : nikahlanmanın haram olmadığı kişi, yabancı kişi
nazar : bakış
saadet : mutluluk
saadet-i dünyeviye : dünyaya ait mutluluk
saadet-i uhreviye : âhiret hayatındaki mutluluk
sadakat : içten bağlılık
seciye : karakter, üstün özellik
sefahet : yasak zevk ve eğlenceye düşkünlük
suret : biçim, şekil
şefkat : içten ve karşılık beklemeden duyulan merhamet, sevgi
teşvik etmek : yönlendirmek, özendirmek
uhrevî : âhirete ait
ulvî : yüce, büyük
vazife-i ailevî : aile ile ilgili görev
vecih : yön
veyl : yazık
zaafiyet : zayıflık, güçsüzlük
zevc : erkek eş, koca
zevce : eş, hanım
zîrüzeber olmak : alt üst, darma dağınık olmak
Yükleniyor...