Bir Tenbih

İki küçük hikâye

Birincisi: Bundan on beş sene evvel Rusya’nın şimâlinde esir olduğum zaman doksan esir zabitlerimizle beraber büyük bir fabrika koğuşunda bulunuyorduk. Sıkıntı ve ruh darlığından çok münakaşalar, gürültüler oluyordu. Umumun bana karşı ziyade hürmetleri olduğundan teskin ediyordum. Sonra, sükûneti muhafaza için dört-beş zabiti tâyin ettim. Ve dedim; “Hangi köşede bir gürültü işittiniz, hemen yetişiniz. Hangi taraf haksız ise ona yardım ediniz.” Hakikaten bu tedbir ile gürültünün önü alındı. Benden soruldu: “Ne için haksıza yardım ediniz, diyorsun?”

Cevaben, o zaman demiştim ki: “Haksız insafsızdır. Bir dirhem menfaatını kırk dirhem istirahat-ı umumiye için bırakmaz. Haklı adam ise insaflı olur. Bir dirhem hakkını, sükûnet-i umumiyedeki kırk dirhem arkadaşının menfaatına fedâ eder, bırakır. Gürültü kalkar, sükûnet iade edilir. Bu koğuştaki doksan zât istirâhat eder. Eğer, haklıya muâvenet edilse, gürültü daha ziyadeleşecek. Bu nevi hayat-ı içtimâiyede, menfaat-ı umumiyenin ehemmiyeti nazara alınır.”

İşte ey kardeşlerim! Bu hayatın, bu içtimaımızda, “Bu kardeşim bana haksızlık etti” diye “küstüm” demeyiniz. Bu pek hatâdır. O arkadaşın sana bir dirhem zarar vermiş ise, sen küsmekle kırk dirhem bizlere zarar veriyorsun. Belki kırk lira Risâle-i Nur’a zarar vermek muhtemeldir. Fakat lillâhilhamd pek haklı ve kuvvetli müdâfaatımız, arkadaşların mükerrer isticvâba gitmelerinin önünü aldığından, fesâdın önü alındı. Yoksa, birbirinden küsmüş kardeşler, bir sinek kanadı kadar küçük bir çöpün göze girmesi gibi veyahut bir kıvılcımın baruta düşmesi gibi, az bir garazla büyük bir zarar verebilirdi.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Yedinci Lem'a / Sonraki Risale: Yirmi Dokuzuncu Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

dirhem : çok küçük
ehemmiyet : değer, önem
elem : acı, keder
fesâd : bozgunculuk
garaz : kötü kasıt
hakikaten : gerçekten
hayat-ı içtimâiye : sosyal hayat
hisse : pay
hürmet : saygı
iade etmek : geri vermek
içtima : toplanma
isticvâb : sorguya çekmek
istirâhat etme : dinlenme
istirahat-ı umumiye : genel huzur ortamı
lillâhilhamd : Allah’a hamd olsun!
menfaat : fayda
menfaat-ı umumiye : toplumun genelini ilgilendiren fayda
mevcut : var
muâvenet : yardım
muhafaza etmek : korumak
muhtemel : ihtimal dahilinde
musîbet : âfet, belâ
muztar : çaresiz
müdâfaat : savunmalar
mükerrer : tekrarlanan
münakaşa : tartışma
nazara almak : dikkate almak
nevi : çeşit, tür
sükûnet : sakinlik
sükûnet-i umumiye : genel sakinlik
şimâl : kuzey
tâyin etmek : görevlendirmek, atamak
tedbir : önlem
tenbih : uyarı
teskin etmek : sakinleştirmek
umum : bütün, genel
zabit : subay
ziyade : çok
ziyadeleşmek : artmak, çoğalmak
Yükleniyor...