Yirminci Nükte
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
اِنَّمَآ اَمْرُهُ اِذَآ اَرَادَ شَيْئًا اَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكوُنُ 1
Âyet-i kerîmenin işaretiyle, emir ile îcâd oluyor. Ve Kudret hazineleri
ك-ن’dadır. Bu sırr-ı dakîkin vücûh-u kesîresinden birkaç veçhi Risalelerde zikredilmiştir.
Burada, hurûf-u Kur’ân’ın, hususan sûrelerin başlarındaki mukattaât-ı hurûfun hâsiyetlerine ve fezâillerine ve tesirât-ı maddiyelerine dâir vürûd eden hadisleri, şu asrın nazar-ı maddîsine takrib etmek için, maddî bir misâl üzerinde o sırrın tefhîmine çalışacağız. Şöyle ki:
Zât-ı Zülcelâl olan Sahib-i Arş-ı Âzamın, mânevî bir merkez-i âlem ve kalb ve kıble-i kâinat hükmünde olan küre-i arzdaki mahlûkatın tedbirine medar dört arş-ı İlâhîsi var:
Biri, hıfz ve hayat arşıdır ki, topraktır. İsm-i Hafîzin ve Muhyînin mazharıdır.
İkinci arş, fazl ve rahmet arşıdır ki, su unsurudur.
Üçüncüsü, ilim ve hikmet arşıdır ki, unsur-u nurdur.
Dördüncüsü, emir ve irâdenin arşıdır ki, unsur-u havadır.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : “Birşeyin olmasını murad ettiği zaman, Onun işi sadece ‘Ol’ demektir; o da oluverir.” Yâsin Sûresi, 36:82.
Önceki Risale: Yirmi Yedinci Lem'a / Sonraki Risale: Yirmi Dokuzuncu Lem'a



