Hakikat Çekirdekleri

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Otuz beş sene evvel tab edilen Hakikat Çekirdekleri namındaki risaleden vecizelerdir.

اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰۤى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ 1

1. Mariz bir asrın, hasta bir unsurun, alîl bir uzvun reçetesi, ittibâ-ı Kur’ân’dır.

2. Azametli, bahtsız bir kıt’anın; şanlı, talihsiz bir devletin; değerli, sahipsiz bir kavmin reçetesi, ittihad-ı İslâmdır.

3. Arzı ve bütün nücum ve şümusu tesbih taneleri gibi kaldıracak ve çevirecek kuvvetli bir ele mâlik olmayan kimse, kâinatta dâvâ-yı halk ve iddiayı icad edemez. Zira herşey herşeyle bağlıdır.

4. Haşirde bütün zevil’ervâhın ihyâsı, mevt-âlûd bir nevm ile kışta uyuşmuş bir sineğin baharda ihyâ ve inşasından kudrete daha ağır olamaz. Zira kudret-i ezeliye zâtiyedir; tagayyür edemez, acz tahallül edemez, avâik tedahül edemez. Onda merâtib olamaz; herşey ona nisbeten birdir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü hamd ve övgü, medih ve minnet, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salât ve selâm ise, Efendimiz Muhammed’in ve bütün âl ve ashabının üzerine olsun.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acz : acizlik, güçsüzlük
alîl : hasta, hastalıklı
arz : yeryüzü, dünya
avâik : engeller
azametli : büyük, yüce
baht : talih, kader
dâvâ-yı halk : yaratma iddiası
halk etme : yaratma
haşir : öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma
icad : var etme, yapma
ihyâ : diriltme, hayat verme
inşa : yapma, vücuda getirme, yaratma
ittibâ-ı Kur’ân : Kur’ân’a uymak
ittihâd-ı İslâm : İslâm birliği
kâinat : evren, yaratılan herşey
kudret : güç, iktidar
kudret-i ezeliye : varlığının başlangıcı olmayan ve ezelden beri var olan Allah’ın kudreti
mâlik : sahip
manzume-i şemsiye : güneş sistemi
mariz : hasta, hastalıklı
merâtib : mertebeler, dereceler
mevt-âlûd : ölüm gibi, ölüm bulaşmış
nam : ad, ünvan
nevm : uyku
nisbeten : kıyasla, oranla
nücum : yıldızlar
risale : kitap
şümus : güneşler
tab etmek : yazmak, basmak
tagayyür : başkalaşma, değişme
tahallül : araya girme, dahil olma
tanzim etmek : düzenlemek
tedahül : içine girme, müdahale etme
unsur : madde, parça
uzuv : organ
vecize : kısa ve özlü sözler
zâtiye : kendisinden olan
zevil’ervâh : ruh sahiplari
Yükleniyor...