Hem ferman etmiş ki: 1 اِذاَ ذَهَبَ كِسْرٰى فَلاَ كِسْرٰى بَعْدَهُ diye, “Kisrâ-yı Fars gittikten sonra daha kisrâ çıkmayacak.” Haber vermiş; hem öyle olmuş.
Hem Kisrâ elçisine demiş: “Şimdi Kisrânın oğlu Şirviye Perviz, Kisrâyı öldürdü.”2 O elçi tahkik etmiş; aynı vakitte öyle olmuş. O da İslâm olmuş. Bazı ehâdiste o elçinin adı Firuz’dur.
Hem, nakl-i sahih-i kat’î ile, Hâtıb ibni Ebî Beltea’nın, gizli Kureyş’e gönderdiği mektubu haber vermiş. Hazret-i Ali ile Mikdad’ı göndermiş, “Filân mevkide bir şahısta şöyle bir mektup var; alınız, getiriniz.” Gittiler, aynı yerden aynı mektubu getirdiler. Hâtıb’ı celb etti. “Neden yaptın?” demiş; o da özür beyan etmiş, özrünü kabul etmiş.3
Hem, nakl-i sahih ile, Utbe ibni Ebî Leheb hakkında ferman etmiş ki: 4 يَاْكُلُهُ كَلْبُ اللهِ diye, Utbe’nin âkıbet-i feciasını haber vermiş. Sonra Yemen tarafına giderken bir arslan gelip onu yemiş, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmın hem bedduasını, hem haberini tasdik etmiş.
Hem, nakl-i sahih ile, feth-i Mekke vaktinde, Hazret-i Bilâl-i Habeşî Kâbe damına çıkıp ezan okumuş. Rüesa-yı Kureyş’ten Ebu Süfyan, Attab ibni Esid ve Hâris ibni Hişam oturup konuştular. Attab dedi: “Pederim Esid bahtiyardı ki bugünü görmedi.” Hâris dedi ki: “Muhammed bu siyah kargadan başka adam bulmadı mı ki müezzin yapsın?” Hazret-i Bilâl-i Habeşîyi tezyif etti. Ebu Süfyan dedi: “Ben korkarım, birşey demeyeceğim. Kimse olmasa da, şu Batha’nın taşları ona haber verecek, o bilecek.” Hakikaten, bir parça sonra Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm onlara rast geldi, harfiyen konuştuklarını söyledi. O vakit Attab ile Hâris şehadet getirdiler, Müslüman oldular.5
Hem Kisrâ elçisine demiş: “Şimdi Kisrânın oğlu Şirviye Perviz, Kisrâyı öldürdü.”2 O elçi tahkik etmiş; aynı vakitte öyle olmuş. O da İslâm olmuş. Bazı ehâdiste o elçinin adı Firuz’dur.
Hem, nakl-i sahih-i kat’î ile, Hâtıb ibni Ebî Beltea’nın, gizli Kureyş’e gönderdiği mektubu haber vermiş. Hazret-i Ali ile Mikdad’ı göndermiş, “Filân mevkide bir şahısta şöyle bir mektup var; alınız, getiriniz.” Gittiler, aynı yerden aynı mektubu getirdiler. Hâtıb’ı celb etti. “Neden yaptın?” demiş; o da özür beyan etmiş, özrünü kabul etmiş.3
Hem, nakl-i sahih ile, Utbe ibni Ebî Leheb hakkında ferman etmiş ki: 4 يَاْكُلُهُ كَلْبُ اللهِ diye, Utbe’nin âkıbet-i feciasını haber vermiş. Sonra Yemen tarafına giderken bir arslan gelip onu yemiş, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmın hem bedduasını, hem haberini tasdik etmiş.
Hem, nakl-i sahih ile, feth-i Mekke vaktinde, Hazret-i Bilâl-i Habeşî Kâbe damına çıkıp ezan okumuş. Rüesa-yı Kureyş’ten Ebu Süfyan, Attab ibni Esid ve Hâris ibni Hişam oturup konuştular. Attab dedi: “Pederim Esid bahtiyardı ki bugünü görmedi.” Hâris dedi ki: “Muhammed bu siyah kargadan başka adam bulmadı mı ki müezzin yapsın?” Hazret-i Bilâl-i Habeşîyi tezyif etti. Ebu Süfyan dedi: “Ben korkarım, birşey demeyeceğim. Kimse olmasa da, şu Batha’nın taşları ona haber verecek, o bilecek.” Hakikaten, bir parça sonra Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm onlara rast geldi, harfiyen konuştuklarını söyledi. O vakit Attab ile Hâris şehadet getirdiler, Müslüman oldular.5
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : Buharî, İmân: 31; Müslim, Fiten: 76; Tirmizî, Fiten: 41; Müsned, 2:233, 240, 5:92, 99; Kâd-ı Iyâz, eş-Şifâ, 1:337; el-Mubârekforî, Tuhfetü’l-Ahvezî, 6:462, 663.
2 : Kadî Iyâz, eş-Şifâ, 1:343; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:211; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:700; el-Elbânî, Silsiletü’l-Ehâdîsi’s-Sahîha, 1427.
3 : Buharî, Cihad: 141, Tefsir: 60:1, Meğâzî: 46; Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe: 161; Ebû Dâvud, Cihad: 98; Tirmizî, 60:1; Müsned, 1:79; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:301; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:342.
4 : “Allah’ın bir iti onu yiyecek.” el-Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:139; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:664.
5 : el-Hafâci, Şerhu’ş-Şifâ, 3:219, 220; el-Askâlânî, el-Metâlibü’l-Âliye, no. 4366; İbnü’l-Kayyım, Zâdü’l-Meâd, (tahkik: el-Arnavud), 3:409-410; İbni Hişâm, Sîretü’n-Nebî, 2:413.
2 : Kadî Iyâz, eş-Şifâ, 1:343; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:211; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:700; el-Elbânî, Silsiletü’l-Ehâdîsi’s-Sahîha, 1427.
3 : Buharî, Cihad: 141, Tefsir: 60:1, Meğâzî: 46; Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe: 161; Ebû Dâvud, Cihad: 98; Tirmizî, 60:1; Müsned, 1:79; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:301; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:342.
4 : “Allah’ın bir iti onu yiyecek.” el-Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:139; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:664.
5 : el-Hafâci, Şerhu’ş-Şifâ, 3:219, 220; el-Askâlânî, el-Metâlibü’l-Âliye, no. 4366; İbnü’l-Kayyım, Zâdü’l-Meâd, (tahkik: el-Arnavud), 3:409-410; İbni Hişâm, Sîretü’n-Nebî, 2:413.
Önceki Risale: Beşinci Nükteli İşaret / Sonraki Risale: Yedinci Nükteli İşaret



