SEKİZİNCİ ESAS: İşte, mezkûr sıfatlarla muttasıf ve her cihetle sarsılmaz, kuvvetli istinad noktalarına dayanan Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm, âlem-i şehadete müteveccih olarak, âlem-i gayb namına, cin ve insin başları üzerine ilân ederek, istikbalde gelecek asırlar arkasında duran akvâma ve milletlere hitap edip öyle bir nidâ eder ki, umum cin ve inse, umum yerlere, umum asırlara işittiriyor. Evet, işitiyoruz.

DOKUZUNCU ESAS: Hem öyle yüksek, kuvvetli hitap ediyor ki, bütün asırlar onu dinler. Evet, aks-i sadâsını herbir asır işitiyor.

ONUNCU ESAS: Hem o zâtın gidişatında görünüyor ki: Görüyor, öyle haber veriyor. Çünkü en tehlikeli vakitlerde, kemâl-i metanetle, tereddütsüz, telâşsız söylüyor. Bazı olur, tek başıyla dünyaya meydan okuyor.

ON BİRİNCİ ESAS: Hem bütün kuvvetiyle, öyle kuvvetli davet edip çağırır ki, yarı yeri ve nev-i beşerin beşte birini, sesine karşı “Lebbeyk” dedirtti, سَمِعْنَا وَاَطَعْنَا 1 söylettirdi.

ON İKİNCİ ESAS: Hem öyle bir ciddiyetle davet ve öyle esaslı bir surette terbiye eder ki, düsturlarını asırların cephesinde ve aktârın taşlarında nakşediyor ve dehirlerin yüzlerinde pâyidar ediyor.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “İşittik ve itaat ettik.” Bakara Sûresi, 2:285
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

aks-i sadâ : ses yankılanması
aktâr : bölgeler, taraflar; dört bir taraf
akvâm : kavimler, milletler
âlem-i gayb : gayb âlemi, görünmeyen âlem
âlem-i şehadet : görünen âlem, dünya
Aleyhissalâtü Vesselâm : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun
beyanname : açıklama belgesi
cihet : taraf, yön
dehir : zaman, çağ, devir
düstur : prensip, kural
gidişat : gidişler, hâl, vaziyet
hakkaniyet : doğruluk, gerçekçilik
halk : yaratma
ihata : kuşatma, kapsama
ins : insanlar
istikbal : gelecek zaman
istinad : dayanma, dayanak
kâinat : evren, bütün yaratılmışlar
kemâl-i metanet : mükemmel bir dayanıklılık
lebbeyk : “buyurun, emredin efendim”
mahiyet : esas, nitelik, özellik
mezkûr : adı geçen
Muhammed-i Arabî : Arap milletinden olan peygamberimiz Hz. Muhammed
muhit : herşeyi kuşatan, kapsamlı
muttasıf : vasıflanmış, nitelendirilmiş
müteveccih olma : yönelme
nam : ad
nazm-ı ecmel : en güzel tertip, düzen
nev-i beşer : insanlık türü, insanlar
nidâ : sesleniş
nizam-ı ekmel : en mükemmel ve eksiksiz düzen
pâyidar : sürekli, kalıcı
suret : biçim, şekil
şeriat : ilâhî kanun, İslâmiyet
şeriat-i Muhammediye : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) şeriatı, getirdiği ve bildirdiği İslâm dini
tanzim eden : düzenleyen, düzene koyan
tarife : bildiri; bir şeyi lazım olduğu şekilde anlatıp bildiren yazı
tedbir : idare etme, çekip çevirme
terbiye : belli bir amaca erişecek şekilde geliştirme
Yükleniyor...