Elhasıl: Şakk-ı kamerin imkânında şüphe kalmadı, kat’î ispat edildi. Şimdi,vukuuna delâlet eden çok burhanlarından altısına HAŞİYE işaret ederiz. Şöyle ki:

Ehl-i adalet olan Sahabelerin, vukuuna icmâı; ve ehl-i tahkik umum müfessirlerin وَانْشَقَّ الْقَمَرُ 1 tefsirinde onun vukuuna ittifakı;2 ve ehl-i rivâyet-i sadıka bütün muhaddisînin, pek çok senetlerle ve muhtelif tariklerle vukuunu nakletmesi;3 ve ehl-i keşif ve ilham bütün evliya ve sıddıkînin şehadeti; ve ilm-i kelâmın meslekçe birbirinden çok uzak olan imamlarının ve mütebahhir ulemanın tasdiki; ve nass-ı kat’î ile, dalâlet üzerine icmâları vaki olmayan ümmet-i Muhammediyenin4 (a.s.m.) o vak’ayı telâkki-i bilkabul etmesi, güneş gibi inşikak-ı kameri ispat eder.

Elhasıl; buraya kadar tahkik namına ve hasmı ilzam hesabına idi. Bundan sonraki cümleler hakikat namına ve iman hesabınadır. Evet, tahkik öyle dedi; hakikat ise diyor ki:

Semâ-yı risaletin kamer-i münîri olan Hâtem-i Divan-ı Nübüvvet, nasıl ki, mahbubiyet derecesine çıkan ubûdiyetindeki velâyetin keramet-i uzmâsı ve mu’cize-i kübrâsı olan Miracla, yani bir cism-i arzı semâvâtta gezdirmekle semâvâtın sekenesine ve âlem-i ulvî ehline rüçhaniyeti ve mahbubiyeti gösterildi ve velâyetini ispat etti.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

HAŞİYE : Yani, altı defa icmâ suretinde, vukuuna dair altı hüccet vardır. Bu makam çok izaha lâyık iken, maatteessüf kısa kalmıştır.
1 : “Ve Ay yarıldı.” Kamer Sûresi, 54:1.
2 : bk. el-Vâhidî, el-Vecîz fî Tefsîri’l-Kitâbi’l-Azîz 1:370; et-Taberî, Câmiu’l-Beyân 2784-87; el-Kurtubî, el Câmi’ li Ahkâmi’l-Kur’ân 17:126-127; es-Suyûtî, ed-Dürru’l-Mensûr 7:672.
3 : Abdullah İbni Mes’ud tariki; Buhârî, Tefsîr (54) 1; Müslim, Sıfâtu’l-Münafikîn 44-45; Tirmizî, Tefsîr 54. Abdullah İbni Ömer tariki; Müslim, Sıfâtu’l-Münâfikîn 45. Tirmizî, Tefsîr (54) 1; Müslim, Sıfâtu’l-Münâfikîn 48. Abdullah İbni Abbas tariki; Buhârî, Menâkıb 27, Menâkıbu’l-Ensâr 36, Tefsîr (54) 1; Müslim, Sıfâtu’l-Münâfikîn 48. Enes İbni Malik tariki; Buhârî, Menâkıb 27, Tefsîr (54) 1, Menâkıbu’l-Ensâr 36; Müslim, Sıfâtu’l-Münâfikîn 46; Tirmizî, Tefsîru Sûre 54; Huzeyfe İbnu’l-Yeman tariki; et-Taberî, Câmiü’l-Beyân 27:51; Abdurrezzâk, el-Musannef 3:193-194; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ 1:280-281. Cübeyr İbni Mut’im tariki; Tirmizî Tefsîru Sûre 54; Müsned 4:82; İbni Hibban, es-Sahih 14:422.
4 : Ebû Dâvûd, Fiten ve Melâhim 1;Tirmizî, Fiten 7; İbni Mâce, Fiten 7.
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

cism-i arz : dünyaya ait cisim, beden
dalâlet : hak yoldan sapkınlık, inançsızlık
ehl-i adalet : adaletle davranan kimseler
ehl-i tahkik : gerçeği araştıran ve delilleriyle bilen âlimler
elhasıl : özetle, sonuç olarak
evliya : veliler
hakikat : gerçek
hasm : düşman
Hâtem-i Divan-ı Nübüvvet : peygamberlik meclisinin mührü olan Peygamberimiz
icmâ : fikir birliği, birleşme
ilm-i kelâm : iman hakikatlerini ispat eden ve açıklayan bilim dalı
ilzam : susturma, cevap veremez hale getirme
inşikak-ı kamer : Peygamberimizin (a.s.m.) bir işaretiyle Ay’ın ikiye bölünmesi mu’cizesi
ittifak : birleşme, birlik
kamer-i münîr : nurlandıran ve aydınlatan ay
keramet-i uzmâ : en büyük keramet
mahbubiyet : sevgili olma; Allah’ın muhabbetine erişme
meslek : usül, metod
Mirac : Peygamberimizin (a.s.m.) Allah’ın huzuruna yükselişi ve bütün kâinat âlemlerini gezdiği yolculuk
mu’cize-i kübrâ : en büyük mu’cize
muhaddisîn : hadis ilmiyle uğraşan âlimler
muhtelif : çeşitli
müfessir : Kur’ân-ı Kerimi tefsir eden, yorumlayan kimse
mütebahhir : ilmi derin olan
nam : ad
nass-ı kat’î : Kur’ân ve Hadis’in hükmüyle kesinlik kazanan hususlar
Sahabe : Hz. Peygamberi (a.s.m.) dünya gözüyle gören ve onun yolundan giden Müslümanlar
semâ-yı risalet : peygamberlik semâsı, göğü
senet : hadis naklinde Hz. Peygambere varıncaya kadar uzanan isimler zinciri
sıddıkîn : daima doğruluk üzere ve Allah’a ve peygambere sadakatte en ileride olanlar
şehadet : şahitlik, tanıklık
tahkik : doğruluğunu araştırma
tarik : yol
tasdik : doğrulama, onaylama
tefsir : Kur’ân’ın mânâ bakımından izahı, yorumu
telâkki-i bilkabul : olduğu gibi kabul edilip inanılması
ubûdiyet : Allah’a kulluk
ulema : âlimler
umum : bütün
ümmet-i Muhammediye : Peygamberimiz Hz. Muhammed’e inanıp onun yolundan giden Müslümanlar
vak’a : olay
velâyet : velîlik
vuku : olma, meydana gelme
Yükleniyor...