Meselâ, Muhyî ismi birşeye tecellî ettiği vakit ve hayat verdiği dakikada, Hakîm ismi dahi tecellî ediyor, o zîhayatın yuvası olan cesedini hikmetle tanzim ediyor. Aynı halde Kerîm ismi dahi tecellî ediyor, yuvasını tezyin eder. Aynı anda Rahîm isminin dahi tecellîsi görünüyor; o cesedin şefkatle havâicini ihzar eder. Aynı zamanda Rezzâk ismi tecellîsi görünüyor; o zîhayatın bekàsına lâzım maddî ve mânevî rızkını ummadığı tarzda veriyor, ve hâkezâ...
Demek, Muhyî kimin ismi ise, kâinatta nurlu ve muhît olan Hakîm ismi de Onundur ve bütün mahlûkatı şefkatle terbiye eden Rahîm ismi de Onundur ve bütün zîhayatları keremiyle iaşe eden Rezzâk ismi dahi Onun ismidir, ünvanıdır, ve hâkezâ...
Demek, herbir isim, herbir fiil, herbir eser öyle bir burhan-ı vahdâniyettir ki, kâinatın sahifelerinde ve asırların satırlarında yazılan ve mevcudat denilen bütün kelimâtı, Kâtibinin nakş-ı kalemi olduğuna delâlet eden birer mühr-ü vahdâniyet, birer hâtem-i ehadiyettir.
BEŞİNCİ MESELE
Saniyen: Mektubunuzda “Mücerred لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ 2 kâfi midir? Yani, مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ 3 demezse ehl-i necat olabilir mi?” diye, diğer bir maksadı soruyorsunuz. Bunun cevabı uzundur. Yalnız şimdi bu kadar deriz ki:
Demek, Muhyî kimin ismi ise, kâinatta nurlu ve muhît olan Hakîm ismi de Onundur ve bütün mahlûkatı şefkatle terbiye eden Rahîm ismi de Onundur ve bütün zîhayatları keremiyle iaşe eden Rezzâk ismi dahi Onun ismidir, ünvanıdır, ve hâkezâ...
Demek, herbir isim, herbir fiil, herbir eser öyle bir burhan-ı vahdâniyettir ki, kâinatın sahifelerinde ve asırların satırlarında yazılan ve mevcudat denilen bütün kelimâtı, Kâtibinin nakş-ı kalemi olduğuna delâlet eden birer mühr-ü vahdâniyet, birer hâtem-i ehadiyettir.
اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مَنْ قَالَ: «اَفْضَلُ مَا قُلْتُ اَنَا وَالنَّبِيُّـونَ مِنْ قَبْلِى لآ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ» وَعَلٰۤى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلِّمْ 1
BEŞİNCİ MESELE
Saniyen: Mektubunuzda “Mücerred لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ 2 kâfi midir? Yani, مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ 3 demezse ehl-i necat olabilir mi?” diye, diğer bir maksadı soruyorsunuz. Bunun cevabı uzundur. Yalnız şimdi bu kadar deriz ki:
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : Allahım! “Benim ve benden evvelki peygamberlerin sözleri içinde en faziletlisi Lâ ilâhe illâllah’tır” buyuran zâta ve âl ve ashabına salât ve selâm et. [Muvatta’, Kur’ân: 32; Hac: 246; el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 1:153; el-Elbânî, Sahihu’l-Câmii’s-Sağîr, no. 1113]
2 : Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur.
3 : Hazret-i Muhammed (a.s.m.) Allah’ın resulüdür.
2 : Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur.
3 : Hazret-i Muhammed (a.s.m.) Allah’ın resulüdür.
Önceki Risale: Üçüncü Mebhas



