Din-i İslâmiyet milletiyle ebedî ve hakikî bir uhuvvet ile, Türk denilen bu vatan ehl-i imanıyla şiddetli ve pek hakikî alâkadarım. Ve bin seneye yakın, Kur’ân’ın bayrağını cihanın cihât-ı sittesinin etrafında galibâne gezdiren bu vatan evlâtlarına, İslâmiyet hesabına müftehirâne ve taraftarâne muhabbettarım.

Sen ise, ey hamiyetfuruş sahtekâr! Türkün mefâhir-i hakikiye-i milliyesini unutturacak bir surette mecazî ve unsurî ve muvakkat ve garazkârâne bir uhuvvetin var. Senden soruyorum: Türk milleti, yalnız yirmi ile kırk yaşı ortasındaki gafil ve heveskâr gençlerden ibaret midir?

Hem onların menfaati ve onların hakkında hamiyet-i milliyenin iktiza ettiği hizmet, yalnız onların gafletini ziyadeleştiren ve ahlâksızlıklara alıştıran ve menhiyâta teşcî eden frenkmeşrebâne terbiyede midir? Ve ihtiyarlıkta onları ağlattıracak olan muvakkat bir güldürmekte midir?

Eğer hamiyet-i milliye bunlardan ibaretse ve terakki ve saadet-i hayatiye bu ise, evet, sen böyle Türkçü isen ve böyle milliyetperver isen, ben o Türkçülükten kaçıyorum; sen de benden kaçabilirsin. Eğer zerre miktar hamiyet ve şuurun ve insafın varsa, şimdiki taksimata bak, cevap ver. Şöyle ki:

Türk milleti denilen şu vatan evlâdı altı kısımdır. Birinci kısmı, ehl-i salâhat ve takvâdır. İkinci kısmı, musibetzede ve hastalar taifesidir. Üçüncü kısmı, ihtiyarlar sınıfıdır. Dördüncü kısmı, çocuklar taifesidir. Beşinci kısmı, fakirler ve zayıflar taifesidir. Altıncı kısmı gençlerdir.

Acaba bütün evvelki beş taife Türk değiller mi? Hamiyet-i milliyeden hisseleri yok mu? Acaba altıncı taifeye sarhoşçasına bir keyif vermek yolunda o beş taifeyi incitmek, keyfini kaçırmak, tesellilerini kırmak hamiyet-i milliye midir, yoksa o millete düşmanlık mıdır? “El-hükmü li’l-ekser” sırrınca, eksere zarar dokunduran düşmandır, dost değildir.

Senden soruyorum: Birinci kısım olan ehl-i iman ve ehl-i takvânın en büyük menfaati, frenkmeşrebâne bir medeniyette midir? Yoksa hakaik-i imaniyenin nurlarıyla saadet-i ebediyeyi düşünüp, müştak ve âşık oldukları tarik-i hakta sülûk etmek ve hakikî teselli bulmakta mıdır?
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

alâkadar : alâkalı, ilgili
cihan : dünya
cihât-ı sitte : altı yön
din-i İslâmiyet : İslâmiyet dini
ebedî : sonu olmayan, sonsuz
ehl-i iman : Allah’a ve Allah’tan gelen herşeye inanan kimseler, mü’minler
ehl-i salâhat : takva sahipleri, sâlih kimseler
ekser : çoğunluk
el-hükmü li’l-ekser : hüküm çoğunluğa göre verilir
frenkmeşrebâne : Avrupa ahlâkını örnek alırcasına
gafil : duyarsız, sorumsuz, âhiretten ve Allah’ın emir ve yasaklarından habersiz davranan
gaflet : duyarsızlık, sorumsuzluk
galibâne : galip bir şekilde
garazkâr : kötü niyet sahibi, art niyetli
hakikat : gerçek
hakikî : asıl, gerçek
hamiyet : din ve vatan gibi mukaddes değerleri koruma duygusu ve gayreti
hamiyetfuruş : hamiyetli görünmeye çalışan, hamiyet iddiasında olan; fedakârlık taslayan
hamiyet-i milliye : millî onur ve haysiyet; millet için, millî gayeler uğruna fedakarlıkta bulunma ve millî duygu ve hislerin muhafazası için çaba harcama
heveskâr : gelip geçici isteklere bağlanan
iktiza etme : gerektirme
mecazî : gerçek anlamı dışında, başka bir mânâda
mefâhir-i hakikiye-i milliye : gerçek övünülecek millî değerler, şerefler
menhiyât : dinen yasak edilmiş, yasaklanan şeyler
milliyetperver : milliyetçi, milletini seven
muhabbettar : sevgi besleyen
musibetzede : belâya, sıkıntıya düşmüş olan kimse
muvakkat : gelip geçici
müftehirâne : iftihar ederek, gururla, gurur duyarak
mülhid : dinsiz, inkâr eden
saadet-i hayatiye : hayatın mutluluğu, huzuru
suret : biçim, şekil
şuur : bilinç, anlayış, idrak
taife : grup, topluluk
taksimat : bölüştürmeler, ayrımlar, kategoriler
takvâ : Allah’tan korkup emir ve yasaklarına titizlikle uyma
taraftarâne : taraf tutarak
terakki : ilerleme, yükselme
teşcî etme : teşvik etme, cesaretlendirme
uhuvvet : kardeşlik
unsurî : ırkî, ırkla alâkalı
zerre miktar : çok az miktar
ziyadeleştirme : artırma, fazlalaştırma
Yükleniyor...