Dokuzuncu Kısım

Telvihât-ı Tis’a

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

اَلاَۤ اِنَّ اَوْلِيَاۤءَ اللّٰهِ لاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنوُنَ 1

Şu kısım, turuk-u velâyet hakkında olup Dokuz Telvihtir.

BİRİNCİ TELVİH

Tasavvuf, tarikat, velâyet, seyr ü sülûk namları altında şirin, nuranî, neşeli, ruhani bir hakikat-i kudsiye vardır ki, o hakikat-i kudsiyeyi ilân eden, ders veren, tavsif eden binler cilt kitap, ehl-i zevk ve keşfin muhakkikleri yazmışlar, o hakikati ümmete ve bize söylemişler.

جَزَاهُمُ اللّٰهُ خَيْرًا كَثِيرًا 2 Biz, o muhit denizinden birkaç katre hükmünde birkaç reşhalarını şu zamanın bazı ilcaatına binaen göstereceğiz.

Sual: Tarikat nedir?

Elcevap: Tarikatin gaye-i maksadı, marifet ve inkişaf-ı hakaik-i imaniye olarak, Mirac-ı Ahmedînin (a.s.m.) gölgesinde ve sâyesi altında kalb ayağıyla bir seyr ü sülûk-i ruhanî neticesinde, zevkî, hâlî ve bir derece şuhudî hakaik-i imaniye ve Kur’âniyeye mazhariyet; “tarikat,” “tasavvuf” namıyla ulvî bir sırr-ı insanî ve bir kemâl-i beşerîdir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “İyi bilin ki, Allah’ın dostları için ne bir korku vardır, ne de onlar mahzun olurlar.” Yunus Sûresi, 10:62.
2 : Allah onları bol hayırla mükâfatlandırsın.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

binaen : dayanarak
ehl-i zevk ve keşif : iman hakikatleri kendilerine açılan ve bu hakikatlerin zevkine erişen kimseler
gaye-i maksat : asıl hedef, esas maksat
hakaik-i imâniye : iman hakikatleri, gerçekleri
hakikat : asıl, esas, gerçek
hakikat-i kudsiye : kutsal gerçek
hâlî : hâl ve hareketle ilgili, davranışa ait
ilcaat : gerekler, mecbur etmeler
inkişaf-ı hakaik-i imaniye : iman hakikatlerinin inkişafı, gelişmesi
katre : damla
kemâl-i beşerî : insanın mükemmelleşmesi, olgunlaşması
marifet : bilme ve tanıma
mazhariyet : nail olma, erişme
Mirac-ı Ahmedî : Peygamberimizin (a.s.m.) Allah’ın huzuruna yükselişi ve bütün kâinatı gezdiği yolculuk
muhakkik : gerçekleri araştıran ve delilleriyle bilen âlim
muhit : okyanus, büyük deniz
nam : ad, isim, ünvan
reşha : sızıntı
ruhanî : maddî yapısı olmayan ve gözle görülemeyen ruh âlemine ait hal
sâye : koruma
seyr ü sülûk-u ruhani : mânevî ve ruhanî makamlarda İlâhî hakikatlere ulaşmak için bir rehberin öncülüğünde çıkılan mânevî yolculuk
sırr-ı insanî : insana ait sır
şuhudî : açıkça, gözle görür derecede
tarikat : tasavvuf adıyla Allah’ı tanımaya ve iman esaslarını inkişaf ettirerek insanı mânevî olgunluğa götüren yol
tasavvuf : İslâmiyetin temel prensiplerine dayanarak, nefsi dünya alâkalarından ve sevgisinden kesip Allah’a ulaşma bilgisi
tavsif etme : tanıtma, anlatma, bildirme
telvih : üstü kapalı bir şekilde açıklama
Telvihât-ı Tis’a : dokuz telvih, açıklama, kinaye halindeki işaretler
turuk-u velâyet : velîlik yolları
ulvî : yüce, büyük
ümmet : millet, topluluk
velâyet : velîlik; mânevî mertebeler aşarak Allah’ın yakınlığını ve dostluğunu elde etme
Yükleniyor...