Halbuki, din-i Muhammedî (a.s.m.) ve şeriat-ı İslâmiyeye karşı hiçbir mazlumun, hiçbir mütefekkirin hakkı yoktur ki, ondan şekvâ etsin. Çünkü onları küstürmüyor, onları himaye ediyor.

Tarih-i İslâm meydandadır. İslâmlar içinde bir iki vukuattan başka dahilî muharebe-i diniye olmamış. Katolik mezhebi ise, dört yüz sene ihtilâlât-ı dahiliyeye sebep olmuş. Hem İslâmiyet, havastan ziyade, avâmın tahassungâhı olmuştur. Vücub-u zekât ve hurmet-i ribâ ile, havassı, avâmın üstünde müstebit yapmak değil, bir cihette hâdim yapıyor, سَيِّدُ الْقَوْمِ خَادِمُهُمْ - خَيْرُ النَّاسِ اَنْفَعُهُمْ لِلنَّاسِ 1 diyor.

Hem Kur’ân-ı Hakîm lisanıyla اَفَلاَ تَعْقِلُونَ.اَفَلاَ يَتَدَبَّرُونَ.اَفَلاَ يَتَفَكَّرُونَ2 gibi kudsî havaleler ile aklı istişhad ediyor ve ikaz ediyor ve akla havale ediyor, tahkike sevk ediyor. Onunla, ehl-i ilim ve ashab-ı akla, din namına makam veriyor, ehemmiyet veriyor. Katolik mezhebi gibi aklı azletmiyor, ehl-i tefekkürü susturmuyor, körü körüne taklit istemiyor.

Hakikî Hıristiyanlık değil, belki şimdiki Hıristiyan dininin esasıyla İslâmiyetin esası mühim bir noktadan ayrıldığından, sabık farklar gibi çok cihetlerle ayrı ayrı gidiyorlar. O mühim nokta şudur:..

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Milletin efendisi, onlara hizmet edendir.” el-Mağribî, Câmiu’ş-Şeml, 1:450, no. 1668; el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 2:463.“İnsanların en hayırlısı onlara en faydalı olandır.” el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 2:463; el-Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 3:481, no. 4044.
2 : “Akıl etmiyor musunuz?” Bakara Sûresi, 2:44.“İyice düşünmüyorlar mı?” Nisâ Sûresi, 4:82.“Hiç tefekkür etmezler mi?” En’âm Sûresi, 6:50.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

adâvet : düşmanlık
ashab-ı akıl : akıl sahipleri, akıllı kimseler
avâm : halk tabakası, sıradan insanlar
azletme : kovma, uzaklaştırma
cihet : taraf, yön
dahilî : iç
din-i Muhammedî : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) dini, İslâmiyet
ehemmiyet : önem
ehl-i ilim : ilim ehli, âlimler
ehl-i tefekkür : tefekkür edenler, düşünenler
feylesof : filozof, felsefeci
hâdim : hizmetçi
hadise-i tarihiye : tarihî olay, hâdise
hakikî : asıl, gerçek
havas : seçkinler sınıfı, zenginler
himaye etmek : korumak
hurmet-i ribâ : faizin haramlığı, dinen yasak oluşu
ihtilâlât-ı dahiliye : iç karışıklıklar, çatışmalar
istişhad etme : şahid gösterme
kudsî : her türlü kusur ve noksandan uzak, mukaddes
Kur’ân-ı Hakîm : her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân
lisan : dil
malûm : bilinen
mazlum : zulme, haksızlığa uğrayan
muharebe-i diniye : din savaşları
müstebid : zor kullanan, despot, diktatör
mütefekkir : düşünür
namına : adına
sabık : geçen, önceki
şekvâ : şikayet
şeriat-ı İslâmiye : İslâm şeriatı; Allah tarafından bildirilen hükümlerin hepsi, İslâm
tabaka-i avam : halk tabakası
tahassungâh : sığınak
tahkik : doğruluğunu araştırma
tarih-i İslâm : İslâm tarihi
vukua gelme : meydana gelme
vukuat : meydana gelen olaylar
vücub-u zekât : zekâtın farz oluşu
ziyade : çok, fazla
Yükleniyor...