Fakat zaman-ı fetrette, وَمَا كُنَّا مُعَذِّبِينَ حَتّٰى نَبْعَثَ رَسُولاً 1 sırrıyla, ehl-i fetret, ehl-i necattırlar.
Bil’ittifak, teferruattaki hatîatlarından muahazeleri yoktur. İmam-ı Şâfiî ve İmam-ı Eş’arîce, küfre de girse, usul-i imanîde bulunmazsa, yine ehl-i necattır. Çünkü teklif-i İlâhî irsal ile olur ve irsal dahi ıttıla ile teklif takarrur eder. Madem gaflet ve mürur-u zaman, enbiya-yı sâlifenin dinlerini setretmiş; o ehl-i fetret zamanına hüccet olamaz. İtaat etse sevap görür; etmezse azap görmez. Çünkü mahfî kaldığı için hüccet olamaz.
ALTINCI NÜKTE
Dersiniz ki: “Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın ecdadlarından nebî gelmiş midir?”
Elcevap: Hazret-i İsmail Aleyhisselâmdan sonra bir nass-ı kat’î yoktur. Ecdadlarından olmayan, yalnız Hâlid ibni Sinan2 ve Hanzele3 namında iki nebî gelmiştir. Fakat ecdad-ı Nebîden, Kâ’b ibni Lüey’in meşhur ve sarih ve tansis tarzındaki bu şiiri ki,
demesi, mu’cizekârâne ve nübüvvettârâne bir söze benzer.
İmam-ı Rabbânî, hem delile, hem keşfe istinaden demiş ki: “Hindistan’da çok nebîler gelmiştir. Fakat bazılarının ya hiç ümmeti olmamış; veyahut mahdut birkaç adama münhasır kaldığı için iştihar bulmamışlar, veyahut nebî ismi verilmemiş.” 5
İşte, İmamın bu düsturuna binaen, ecdad-ı Nebîden bu nevi nebîlerin bulunması mümkün...
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
2 : İbni Sa’d, el-Tabakâtü’l-Kübrâ, 1:296; İbni Hacer, el-İsâbe, 1:466; İbni Esir, Esdü’l-Ğâbe, 2:99.
3 : İbni Kesîr, el-Bidâye, 1:212-213; Ziriklî, el-A’lâm, 2:286.
4 : “Füc’eten Muhammedü’n-Nebi gelecek, doğru haberleri verecek.” Ebû Nuaym, Delâîlü’n-Nübüvve, 1:90; İbni Kesîr, el-Bidaye, 2:227.
5 : İmam Rabbânî, el-Mektûbât, 1:239 (259. Mektup).