Evet, 1 وَفِى كُلِّ شَىْءٍ لَهُ اٰيَةٌ - تَدُلُّ عَلٰۤى اَنَّهُ وَاحِدٌ beytiyle, bu hakikat hakikatiyle tebarüz eder.İHTAR
Arkadaş! Nefsin vücudunda bir körlük vardır. O körlük vücudunda zerre-miskal kaldıkça, hakikat güneşinin görünmesine mâni bir hicap olur. Evet, müşâhedemle sabittir ki, kat’î, yakînî burhanlarla deliller dolu olan büyük bir kalede, küçük bir taşta bir zafiyet görünürse, o kör olası nefis o kaleyi tamamen inkâr eder, altını üstüne çevirir. İşte nefsin cehaleti, hamakati, bu gibi insafsızca tahribattan anlaşılır.
Ey insan! Senin vücudunun sahasında yapılan fiiller ve işlerden senin yed-i ihtiyarında bulunan, ancak binde bir nisbetindedir. Bâki kalan Mâlikü’l-Mülke aittir. Binaenaleyh, kendi kuvvetine göre yük al. Yoksa altında ezilirsin. Kıl kadar bir şuur ile büyük taşları kaldırmak teşebbüsünde bulunma. Mâlikinin izni olmaksızın Onun mülküne el uzatma. Binaenaleyh, gafletle, kendi hesabına bir iş yaptığın zaman, haddini tecavüz etme. Eğer Mâlikin hesabına olursa, istediğin şeyi al ve yap—fakat izin ve meşiet ve emri dairesinde olmak şartıyla. İzin ve meşîetini de şeriatından öğrenirsin.
Ey şan ve şerefi, nam ve şöhreti isteyen adam! Gel, o dersi benden al. Şöhret ayn-ı riyâdır ve kalbi öldüren zehirli bir baldır.
Ve insanı insanlara abd ve köle yapar. O belâ ve musibete düşersen,
2 اِنَّا ِللّٰهِ وَاِنَّاۤ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ de, o belâdan kurtul.
Remz
Arkadaş! Nefsin vücudunda bir körlük vardır. O körlük vücudunda zerre-miskal kaldıkça, hakikat güneşinin görünmesine mâni bir hicap olur. Evet, müşâhedemle sabittir ki, kat’î, yakînî burhanlarla deliller dolu olan büyük bir kalede, küçük bir taşta bir zafiyet görünürse, o kör olası nefis o kaleyi tamamen inkâr eder, altını üstüne çevirir. İşte nefsin cehaleti, hamakati, bu gibi insafsızca tahribattan anlaşılır.
Remz
Ey insan! Senin vücudunun sahasında yapılan fiiller ve işlerden senin yed-i ihtiyarında bulunan, ancak binde bir nisbetindedir. Bâki kalan Mâlikü’l-Mülke aittir. Binaenaleyh, kendi kuvvetine göre yük al. Yoksa altında ezilirsin. Kıl kadar bir şuur ile büyük taşları kaldırmak teşebbüsünde bulunma. Mâlikinin izni olmaksızın Onun mülküne el uzatma. Binaenaleyh, gafletle, kendi hesabına bir iş yaptığın zaman, haddini tecavüz etme. Eğer Mâlikin hesabına olursa, istediğin şeyi al ve yap—fakat izin ve meşiet ve emri dairesinde olmak şartıyla. İzin ve meşîetini de şeriatından öğrenirsin.
Remz
Ey şan ve şerefi, nam ve şöhreti isteyen adam! Gel, o dersi benden al. Şöhret ayn-ı riyâdır ve kalbi öldüren zehirli bir baldır.
Ve insanı insanlara abd ve köle yapar. O belâ ve musibete düşersen,
2 اِنَّا ِللّٰهِ وَاِنَّاۤ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ de, o belâdan kurtul.
• • •
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : “Herbir şeyde, Onun bir olduğuna delâlet eden bir âyet vardır.” İbnü’l-Mu’tez’in bir şiirinden alınmıştır. İbn-i Kesîr, Tefsîrü’l-Kur’âni’l-Azîm, 1:24.
İHTAR : Kur’ân’ın delâletiyle bulduğum yola gitmek isteyen için ve ona o yolu güzelce tarif etmek için, Risale-i Nur Külliyatı güzel bir tarifçidir.
2 : “Biz Allah’ın kullarıyız; sonunda yine Ona döneceğiz.” Bakara Sûresi, 2:156.
İHTAR : Kur’ân’ın delâletiyle bulduğum yola gitmek isteyen için ve ona o yolu güzelce tarif etmek için, Risale-i Nur Külliyatı güzel bir tarifçidir.
2 : “Biz Allah’ın kullarıyız; sonunda yine Ona döneceğiz.” Bakara Sûresi, 2:156.