Münderecât hakkında

Bu mühim mecmuanın cümle-i mukaddematından olan bir “İ’lem” de: “Bu risale, bazı âyât-ı Kur’âniyenin şuhudî bir nevi tefsiridir. Ve ondaki meseleler Kur’ân-ı Hakîmin bahçesinden koparılmış çiçeklerdir. Bu risalenin ibaresindeki icmal ve îcaz ve fehmindeki zahirî müşkilât, sana tevahhuş vermesin.

Tekrar tekrar mütalâa et, tâ ki 1 لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ ve emsali tekrarat-ı Kur’âniyenin sırrı sana açılsın.

Ey kàri! Bu mecmuadaki tevhidin burhanları ve mazharları, birbirine ihtiyaç bırakmıyor zannetme. Çünkü, ben herbir burhana, herbir makam-ı mahsusta ihtiyaç hissettim. Harekât-ı cihâdiyem beni öyle bir mevkie ilcâ ediyordu ki, o mevkide, o anda bir kapı açmaya mecbur kalıyordum. Çünkü, o dehşetli anda diğer açık kapılara dönmek müyesser olmuyordu. Hem o seyahat-ı acibede rastgeldiğim nurlara, delâlet etmek için değil, belki hatırlamak için işaretler koydum. Bazan büyük bir nura bir işaret koyuyordum.”

“İlâ ahir” diye ne kadar güzel bir mukaddemeyi ve bir hülâsayı, bu mecmua, adeta şifre gibi bir anahtarı karilerine takdim ediyor.

• • •

Bu Mesnevî-i Nuriye’deki risalelerin isimleri Reşhalar, Katre, Hubab, Habbe şeklinde gidiyor. Eğer Katre risalesinin âhirinde merhum Şeyh Safvet Efendinin yazdığı gibi, herbir risaleye bir takriz yazılsaydı, o merhumun “Bu bir katre değil, bir bahrdır” dediği gibi biz de derdik:

“O bir lem’a değil, bir şemstir. O bir reşha değil, bir bahrdır. O bir zühre değil, bir cinandır. O bir hubab değil, bir ummandır.”
• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Göklerin ve yerin mülkiyeti Onundur.” Furkan Sûresi, 25:2.
« Önceki Sayfa  |
Önceki Risale: Şulenin Zeyli
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhir : son
âyât-ı Kur'âniye : Kur’ân âyetleri
bahir : deniz
burhan : güçlü ve sarsılmaz delil
cinan : cennetler, bahçeler
cümle-i mukaddemat : girişlerdeki bir cümle; giriş
delâlet etmek : delil olmak
emsal : benzerler
fehim : anlayış
Habbe : dane, tohum; bu eserde yer alan bir bölüm
harekât-ı cihâdiye : cihad etmek için yapılanlar
Hubab : su üstündeki kabarcık; bu eserde yer alan bir bölüm
hülâsa : özet
ibare : metin, ifade
îcaz : az sözle çok mânâlar ifade etme
icmal : özetleme
ilâ âhir : sonuna kadar
ilcâ etme : mecbur etme; zorlama
i'lem : bil ki!
kàri : okuyucu
Katre : damla; bu eserde yer alan bir bölüm
Kur’ân-ı Hakîm : her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân
lem'a : parıltı
makam-ı mahsus : hususî, özel yer, derece
mazhar : ayna, görünme yeri
mecmua : belli bir konuda kaleme alınan yazıların toplandığı eser
merhum : Allah’ın rahmetine kavuşmuş, vefat etmiş kişi
mukaddeme : başlangıç
münderecat : içindekiler; muhtevâ
müşkilât : zorluklar
mütalâa etmek : okumak, incelemek
müyesser : kolaylıkla yapılan
nevi : çeşit
nur : aydınlık
Reşhalar : sızıntılar; bu eserde yer alan bir bölüm
risale : küçük çaplı kitap
seyahat-ı acibe : acaib seyahat; hayrete düşüren yolculuk
şems : güneş
şuhudî : görerek, şahit olarak
takriz : birşeyi veya bir eseri beğendiğini söyleme ve bu gayeyle yazılan yazı
tefsir : açıklama, yorum
tekrarat-ı Kur'âniye : Kur’ân’ın tekrarlamaları, Kur’ân’da tekrarlanan konular, bölümler
tevahhuş : korkma, ürküntü
tevhid : birleme; herşeyin bir olan Allah’a ait olduğunu bilme ve inanma
umman : okyanus
zahirî : görünüşte
zühre : çiçek
Yükleniyor...