İ’lem eyyühe’l-aziz: Cenâb-ı Hakk’ın “A’lem, Ekber, Erham, Ahsen” gibi esmâ ve sıfat ve ef’alinde kullanılan ism-i tafdil tevhide naks değildir. Çünkü maksat, bizzat ve hakikî bir mevsufu gayr-ı hakikî veya aklî bir imkânla veya vehmî bir mevsufa tafdil etmektir.

Ve keza, izzet-i İlâhiyeye de münâfi değildir. Çünkü, maksat, sıfât ve ef’âl-i İlâhîye ile mahlûkatın sıfât ve ef’âli arasında bir muvazene yapmak değildir. Yani, ikisini bir seviyede tuttuktan sonra, bunu ona tafdil etmek değildir ki, sıfât-ı İlâhiyeye bir naks olsun.

Evet, masnuattaki kemâlât, Cenâb-ı Hakkın kemâlinden in’ikâs eden bir gölge olduğuna nazaran, masnuat, sıfât-ı İlâhiye ile muvazene hakkına malik değildir.
• • •
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Onuncu Risale / Sonraki Risale: Şule
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

aklî : akılla ilgili, akla uygun
bizzat : doğrudan
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
ef’âl : fiiler
ef’âl-i İlâhîye : İlâhî fiiller
gayr-ı hakikî : gerçek olmayan
hak : doğru, gerçek
hakikî : asıl, gerçek
imkân : mümkün olma, olabilirlik
in’ikâs etmek : yansımak
izzet-i İlâhiye : Allah’ın her şeyden üstün ve yüce olması
kemâl : mükemmellik
kemâlât : mükemmellikler, üstün değerler
keza : bunun gibi
mahlûkat : yaratıklar
mâlik : sahip
masnuat : san’at eseri varlıklar
mevsuf : nitelendirilen, vasıflandırılan
muvazene : denk tutma, karşılaştırma
münâfi : aykırı, zıt
naks : eksiklik, noksanlık
nazaran : bakarak, –göre
sıfât-ı İlâhiye : Allah’ın sıfatları, mukaddes özellikleri, nitelikleri
tafdil etmek : üstün tutmak
vehmî : varsayılan, olmadığı halde var gibi düşünülen
Yükleniyor...