Ve keza, kalbime vaki olan en ince, en gizli hatıraları işittiği ve kalbimin müyûl ve emellerini tatmin ettiği gibi, akıl ve hayalimin de temenni ettikleri saadet-i ebediyeyi vermeye kadir olan Zât-ı Akdesden maada kimseye ibadet etmiyorum.

Evet, dünyayı âhirete kalb etmekle kıyameti koparan kudret muktedirdir, âciz değildir. Bir zerre o kudretin nazarında gizlenemez. Şems, büyüklüğüne güvenerek o kudretin elinden kurtulamaz. Evet, onun mârifetiyle elemler lezzetlere inkılâp eder. Evet, Onun marifeti olmazsa, ulûm evhama tahavvül eder. Hikmetler illet ve belâlara tebeddül eder. Vücut ademe inkılâp eder. Hayat ölüme ve nurlar zulmetlere ve lezâiz günahlara tahavvül eder. Evet, Onun marifeti olmazsa, insanın ahbabı ve mal ve mülkü insana a’dâ ve düşman olurlar. Beka belâ olur. Kemâl hebâ olur. Ömür hevâ olur. Hayat azap olur. Akıl ikab olur. Âmâl, alâma inkılâp eder.

Evet, Allah’a abd ve hizmetkâr olana herşey hizmetkâr olur. Bu da, herşey Allah’ın mülk ve malı olduğunu iman ve iz’an ile olur.

Evet, kudret, insanı çok daireler ile alâkadar bir vaziyette yaratmıştır. En küçük ve en hakir bir dairede, insanın eli yetişebilecek kadar insana bir ihtiyar, bir iktidar vermiştir. Ferşten Arşa, ezelden ebede kadar en geniş dairelerde insanın vazifesi, yalnız duadır.

Evet, 1 قُلْ مَايَعْبَؤُا بِكُمْ رَبِّى لَوْلاَ دُعَاۤؤُكُمْ âyet-i kerîmesi, bu hakikatı tenvir ve isbata kâfidir. Öyleyse, çocuğun, eli yetişemediği birşeyi peder ve validesinden istediği gibi, abd de, acz ve fakriyle Rabbine iltica eder ve Hâlıkından ister.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “De ki: Eğer duanız olmasa Rabbim katında ne ehemmiyetiniz var?” Furkan Sûresi, 25:77.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Hubâb / Sonraki Risale: Habbe
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

a’dâ : düşmanlar
abd : kul
âciz : güçsüz
acz : güçsüzlük
adem : yokluk, hiçlik
ahbab : sevgililer, sevilen dostlar
âhiret : öldükten sonra yaşanacak olan sonsuz hayat
alâkadar : alâkalı, ilgili
alâm : elemler; acılar, üzüntüler
âmâl : emeller; arzular, istekler
arş : göğün en yüksek katı
bekà : devamlılık, kalıcılık
ebed : sonu olmayan sonsuzluk
elem : acı, keder, üzüntü
eşya : şeyler; varlıklar
evham : kuruntular, şüpheler
ezel : başlangıcı olmayan sonsuzluk
fakr : fakirlik, ihtiyaç sahibi olma
ferdî : kişisel, bireye âit, bireyle ilgili
ferş : yer
hakikat : gerçek, esas
hakir : önemsiz, küçük
Hâlık : her şeyi yaratan Allah
hebâ olma : boşa gitme, faydasız hâle gelme
hevâ : gelip gecici arzu ve istek
hikmet : gaye, fayda, ilim
i’lem eyyühe’l-aziz : “Bil ey aziz, saygıdeğer kardeşim!” mânâsında muhatabı uyarmak ve dikkatini çekmek için kullanılan bir söz
ihtiyar : seçme, tercih etme
ikab : ceza, azap, işkence
iktidar : güç ve kudret
illet : hastalık, belâ
iltica etmek : sığınmak
inkılâp etmek : değişmek, dönüşmek
iz’an : şüphesiz, kesin şekilde inanma
kàdir : her şeye gücü yeten
kalb etmek : bir şeyi başka bir şeye dönüştürmek
kemâl : mükemmellik, kusursuzluk, olgunluk
kıyamet : bütün kâinatın sonu, varlığın bozulup dağılması
kudret : güç, iktidar
lezâiz : lezzetler
maada : -den başka
mârifet : Allah’ı bilme ve tanıma
muktedir : güçlü, gücü yeten, güç sahibi
nazar : bakış
nev’î : türe ait
nur : aydınlık
peder : baba
Rab : herbir varlığa muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah
saadet-i ebediye : sonsuz mutluluk, Cennet hayatı
Sâni : herşeyi mükemmel bir şekilde san’atla yaratan Allah
şems : güneş
tahavvül etmek : dönüşmek
tebeddül etmek : değişmek
tenvir : aydınlatma
ulûm : ilimler
vahdet : birlik
valide : anne
vücut : varlık, var olmak
Zât-ı Akdes : bütün kusurlardan, çirkinliklerden, eksikliklerden, benzer ve ortak edinmekten sonsuz derecede yüce olan Allah
zerre : en küçük madde parçası, atom
zulmet : karanlık
Yükleniyor...