10. Neam, sabık olan beş mesleğiyle sıdk ve hakkaniyeti müberhen olan Peygamberimizin (a.s.m.) lisanı, haşr-i cismânînin definesindeki saadet-i ebediyenin anahtarıdır.

11. Neam, yedi cihetle on üç asırda i’câzı musaddak olan Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan, haşr-i cismânînin keşşafıdır ve fettahıdır ve besmelekeşidir.

İKİNCİ MAKSAT: Kur’ân’da işaret olunan haşre dair iki delilin beyanındadır. İşte, 1 نَخُو بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Bu risalenin müellifi, Üstad Bediüzzaman Hazretleri, bu risalenin telifinden otuz sene sonra telif ettiği Risale-i Nur Külliyatından Dokuzuncu Şuânın başında diyor ki:

“Lâtif bir inayet-i Rabbâniyedir ki: Bundan otuz sene evvel, Eski Said yazdığı tefsir mukaddemesi Muhâkemat namındaki eserin âhirinde ‘İkinci Maksat: Kur’ân’da haşre işaret eden iki âyet tefsir ve beyan edilecek. Nahu: Bismillâhirrahmanirrahîm’ deyip durmuş. Daha yazamamış. Hâlık-ı Rahîmime delâil ve emârat-ı haşriye adedince şükür ve hamd olsun ki, otuz sene sonra tevfik ihsan eyledi.”
• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : İşte. Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
« Önceki Sayfa  |
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhir : son
besmelekeş : besmele çeken; önemli bir işi başlatan
Bismillâhirrahmanirrahîm : Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
define : hazine
delâil : deliller
emârât-ı haşr : haşrin belirtileri, işaretleri
fettah : fetheden, açan
Hâlık-ı Rahîm : herbir varlığa hususî rahmet ve merhamet tecellîsi olan yaratıcı; Allah hamd
haşr : öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma
haşr-i cismânî : âhirette maddî bedenle yeniden diriltilme
i’câz : mu’cize oluş, muhatapları acze düşürecek derecede olağanüstü olma
ihsan etme : bağışlama
inayet-i Rabbâniye : herşeyin Rabbi olan Allah’ın inayeti, yardımı, şefkatle ilgilenmesi
keşşaf : keşf edici, açığa çıkarıcı
Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan : açıklamalarıyla mu’cize olan, benzerini yapmakta akılları âciz bırakan Kur’ân
lâtif : güzel, hoş
lisan : dil
maksat : gaye, amaç
mukaddeme : giriş, başlangıç
musaddak : doğrulanan, onaylanan
müellif : telif eden, yazan
Nahu : “öyleyse, o halde, örneğin” mânâsında kullanılan bir ifade
namındaki : adındaki
neam : evet, öyledir
risale : kitap; Risale-i Nur’dan her bir bölüm
saadet-i ebediye : sonsuz mutluluk, Cennet hayatı
tefsir : Kur’ân’ın izahı, yorumu
telif : yazma, kaleme alma
tevfik : başarıya ulaştırma
Yükleniyor...