Hatta bir kısmı o derece tecavüz etti ki, ehl-i kanunu tekfir ederdi. Otuz sene evvel olan kanun-u esâsîyi ve Hürriyetin ilânını tekfire delil gösterdi, 1

وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا اَنْزَلَ اللّٰهُ

ilâ âhir hüccet ederdi. Bîçare bilmezdi ki: 2

وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ

bilmânâ 3

مَنْ لَمْ يُصَدِّقْ

’dır. Acaba sabık istibdadı hürriyet zanneden ve Kanun-u Esâsîye itiraz eden adamlara nasıl itiraz etmeyeceğim? Çendan onlar hükûmete itiraz ederlerdi. Lâkin onlar, istibdadın daha dehşetlisini istediler. Bunun için onları reddederdim. İşte şimdi ehl-i hürriyeti tadlil eden şu kısımdandır.

İkinci kısım olan ehl-i tefriti gördüm; dini bilmiyorlar, ehl-i İslâma insafsızca itiraz ediyorlar, taassubu delil gösteriyorlardı. İşte şimdi Osmanlılıktan tecerrüd edip, tam tamına Avrupa’ya temessül etmek fikrinde bulunanlar şu kısımdandır. Bununla beraber, istibdat kendini muhafaza etmek için herkese vesvese verdiği gibi, beni de inkılâptan on sene evvel aldattı ki, ehl-i ihtilâlin ekseri masondur. Lillahilhamd, o vesvese bir iki sene zarfında zâil oldu. Ta o vakitte anladım; bizim ekser ahrarımız, mûtekid Müslümanlardır.

Elhasıl: Hükûmete hücum edenlerin, bazıları “Haydo, Haydo” derlerdi. Bazıları “Haydar Ağa, Haydar Ağa” derlerdi; ben “Haydar” derdim. Şimdi de “Haydar” diyorum, vesselâm

Eyyühe’l-avam! Şimdi Allahaısmarladık, siz durunuz; havas ile konuşulacak bir dâvâm var. Hükûmet ve eşraf ve İttihad-Terakkîye mason olmayan kısmına karşı bir mühim meselem var.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Her kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse (yani tasdik etmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendisidir.)” Mâide Sûresi, 5:44.
2 : Her kim hükmetmezse.
3 : Her kim tasdik etmezse.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ahrar : hürler, esir veya köle olmayanlar; 14 Eylül 1908'de İstanbul'da kurulan bir parti (bk. bilgiler – Ahrar Fırkası)
bîçare : çaresiz
bilmânâ : mânâ olarak
çendan : gerçi, her ne kadar
ehl-i hürriyet : hürriyet yanlıları, Meşrutiyet sistemini savunanlar
ehl-i ifrat : bir meselede aşırı gidenler, sınırı aşanlar
ehl-i ihtilâl : ihtilâl yapanlar; İkinci Meşrutiyet’in ilânını netice veren ayaklanmayı ve ihtilâli gerçekleştirenler (bk. bilgiler – Meşrutiyet)
ehl-i İslâm : Müslümanlar (bk. s-l-m)
ehl-i kanun : kanun koyanlar ve uygulayanlar
ehl-i tefrit : tersine aşırı olanlar, bir meselede ortalamanın altında kalanlar
ekser : çoğunluk (bk. k-s-r)
elhasıl : özetle
Etrak : Türkler
evvel : önce
hüccet etme : delil gösterme
Hürriyet : serbestlik, özgürlük; 1908 de İkinci Meşrutiyet’in ilânı ile birlikte gerçekleşen yeni sistemin halk arasındaki adı (bk. bilgiler – Meşrutiyet)
ilâ âhir : bu şekilde devam eder gider (bk. e-ḫ-r)
inkılâp : köklü değişim; 23 Temmuz 1908’de ilân edilen Meşrutiyet yönetimi (bk. bilgiler – Meşrutiyet)
istibdat : baskı, diktatörlük, despotluk
kanun-u esasî : temel kanun, Anayasa; Sultan İkinci Abdülhamid’in emriyle hazırlanıp, 23 Aralık 1876’da kabul ve ilân edilen anayasa özelliğindeki kanunlar (bk. bilgiler)
kıvâmı : ayakta tutanı, gelişip yayılmasını sağlayanı (bk. ḳ-v-m)
Lillâhilhamd : Allah’a hamd olsun ki (bk. ḥ-m-d)
muhafaza : koruma, saklama (bk. ḥ-f-ẓ)
mûtekid : inanan, inançlı
Osmanlılık : din, dil ve ırk gözetmeksizin bütün Osmanlı vatandaşlarını vatan birliği ortak paydası etrafında toplamayı gaye edinen fikir akımı
sabık : önceki dönemde gerçekleşen
sû-i tesadüf : kötü raslantı
taassup : birşeye aşırı derecede, körükörüne bağlılık
tadlil etme : bir kişi veya kesimi dalâlette görme; inkârcı olmakla itham etme (bk. ḍ-l-l)
tadlil : bir kesimin doğru yoldan çıktığı ve inkâra saptığını söylemek ve iddia etmek (bk. ḍ-l-l)
tecavüz etme : haddi aşma, ileri gitme (bk. c-v-z)
tecerrüd etme : sıyrılma, soyutlanma
tekfir : küfürle itham etme, kâfirlikle suçlama (bk. k-f-r)
temessül etme : benzeme, aynı görüntüyü yansıtma (bk. m-s-l)
vesselâm : işte bu kadar, bundan sonra selâm (bk. s-l-m)
vesvese : kuruntu, şüphe
zâil olma : kaybolma, geçip gitme (bk. z-v-l)
zarfında : içinde
Yükleniyor...