Herşeyin bir nokta-i kemâli var. Ve o noktaya bir meyli var. Muzaaf meyil ihtiyaçtır. Muzaaf ihtiyaç iştiyaktır. Muzaaf iştiyak incizaptır. Bunlar emr-i tekvinînin mâhiyât-ı eşya tarafından birer habbe ve nüve-i imtisalidir. Mâhiyât-ı mümkinâtın mutlak kemâli, mutlak vücuttur. Hususî kemâli, istidâdâtını bilfiile çıkaran ona mahsus vücuddur. Bütün kâinatın 1 كُنْ emrine itaati bir nefer hükmünde olan bir zerrenin itaati gibidir. İrade-i Ezeliyeden gelen كُنْ emr-i ezelîsine mümkinin itaat ve imtisâlinde, yine iradenin tecellîsi olan meyil ve ihtiyaç ve şevk ve incizab birden mümtezic, mündemiçtirler. İşte itaat sırrı.

Şu temsilât-ı sitte nâkıs, mütenâhî, zaîf, hakiki tesiri yok olan kuvvet-i mümkünatta müşahede ile görünüyor. Öyle ise gayr-ı mütenahî, ezelî, ebedî, bütün kâinatı adem-i sırftan îcad eden ve bütün ukûlü hayrette bırakan âsâr-ı azamet ile tecellî eden Kudret-i Ezeliyeye nisbeten herşey müsâvîdir. Hiçbirşey ağır gelemez.

Gaflet olunmaya; şu esrar-ı sitte olan küçücük mizanlarla o Kudret-i Ezeliye tartılmaz. Belki hiç münasebete giremez. Yalnız istib’âdı def için zikredilir.

İşte şu üç noktayı ve üçüncü noktadaki altı sırrıyla mülk ve mümkin cânibinde değil, belki melekûtiyet ve Kudret-i Ezeliye cihetinde nazar edilse, istinkâra incirar eden istib’âd zâil ve nefis mutmain olur.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Ol!
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

adem-i sırf : mutlak yokluk, tam bir yokluk, varlık adına hiçbirşeyin olmaması
âsâr-ı azamet : Allah’ın sonsuz büyüklük ve haşmetinin eserleri, belirtileri
cânib : taraf, yön
ebedî : sonu olmayan sonsuz
emr-i ezelî : Allah’ın ezelî, zamanüstü emri
esrar-ı sitte : altı sır
ezelî : başlangıcı olmayan sonsuz
gayr-ı mütenâhî : sonsuz
icad etme : var etme, yaratma
imtisal : uyma, emri yerine getirme
incirar etme : sonuçlanma, belli bir neticeye ve sonuca ulaşma (yani, inkâra yeltenmeyle sonuçlanma)
incizap : birşeyin çekiciliğine kapılma
irade : Allah’ın bütün varlığı kaplayan sonsuz irade sıfatı
İrade-i Ezeliye : Ezelî İrade; Allah’ın bütün varlığı kuşatan, dilediğini dilediği gibi yaratan ve başlangıcı olmayan sonsuz irade sıfatı
istib’âd : akıldan uzak görme
istinkâr : inkâra yeltenme, reddetmeye kalkma
itaat : emre uyma, boyun eğme
kâinat : evren, bütün yaratılmışlar
Kudret-i Ezeliye : Ezelî Kudret; Allah’ın başlangıcı olmayan sonsuz kudreti, güç ve iktidarı
kuvvet-i mümkünat : yaratılmış olan varlıkların sahip olduğu kuvvet
kün emri : “Ol!” emri; Allah’ın birşeye “Ol!” deyince onu hemen olduruveren emri
melekûtiyet (ciheti) : birşeyin iç yüzü, aslı, hakikati; varlıklara hükmeden İlâhî fiil, isim, sıfat ve şuûnâta bakan yön
mizan : ölçü, tartı
mutmainne : huzur ve sükûna ermiş, tatmin olmuş
mülk (canibi) : varlıkların maddî yönü; bedenleri, şekilleri vs.
mümkin : yaratılmış olan varlıkların her biri; varlığı da yokluğu da eşit olan ve varlığı Allah’ın var etmesine bağlı olan varlıklardan her biri
mümteziç : birleşik, karışık
mündemiç : birşeyin içinde yer alan
müsavi : eşit
müşahede : gözlemleme, görme
mütenâhî : sonlu
nâkıs : eksik
nazar etme : bakma
nefis : bir kimsenin kendisi; insanı daima kötülüğe, maddî zevk ve isteklere sevk eden duygu
nisbeten : oranla, kıyasla
ona mahsus : ona özel
tecellî : yansıma, görüntü
temsilât-ı sitte : altı temsil
ukûl : akıllar
vücut : varlık
zaif : zayıf, güçsüz
zâil (olma) : yok olma
zerre : atom, maddenin en küçük parçası
Yükleniyor...