Netice

Madem ki, Kudret-i Ezeliye gayr-ı mütenahiyedir. Hem lâzıme-i zaruriyedir. Hem herşey lekesiz, perdesiz cihet-i melekûtiyeti ona müteveccihtir. Hem ona mukabildir. Hem tesavî-i tarafeyn olan imkân itibarıyla mütevazinü’t-tarafeyndir. Hem şeriat-ı fıtriye-i kübrâ olan “nizam”a mutidir. Hem avâik ve hususiyât-ı mütenevviadan cihet-i melekûtiyet mücerreddir.

Öyle ise küll-i âzam, cüz-ü asğara nisbeten kudrete karşı ziyâde nazlanmaz, mukavemet etmez. Öyle ise, haşirde bütün zevi’l-ervâhın ihyâsı, mevt-âlûd bir nevm ile kışta uyuşmuş bir sineği baharda ihyâ ve in’âşından kudrete daha ağır olamaz.

Öyle ise; 1 مَا خَلْقُكُمْ وَلاَ بَعْثُكُمْ اِلاَّ كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ mübâlağasızdır, mücâzefesizdir, doğrudur, haktır, hakikattir. İşte müddeâmız ki, “Fâil muktedirdir... o cihette hiçbir mâni yoktur” tahakkuk etti.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Sizin yaratılmanız da, diriltilmeniz de, tek bir kişinin yaratılıp diriltilmesi gibidir.” Lokman Sûresi, 31:28.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

avâik : engeller
cihet : taraf, yön
cihet-i melekûtiyet : birşeyin iç yüzü, aslı, hakikati; varlıklara hükmeden İlâhî fiil, isim, sıfat ve şuûnâta bakan yön
cüz-ü asğar : en küçük varlık, en küçük parça
fâil : işi yapan, özne
gayr-ı mütenâhiye : sonu olmayan, sonsuz
hak : doğru
hakikat : gerçek
haşir : insanın öldükten sonra âhirette tekrar diriltilerek Allah’ın huzurunda toplanması
hususiyât-ı mütenevvia : çeşitli özel şeyler, birbirinden farklı hususî şeyler
ihyâ : hayat verme, diriltme
imkân : varlığı da yokluğu da eşit olan ve var olmak için Allah’ın yaratmasına muhtaç olan; kâinattaki varlıkların her biri
in’âş : yeniden yaşatma, hayatlandırma
kudret : Allah’ın sonsuz güç ve iktidarı
Kudret-i Ezeliye : Ezelî Kudret; Cenâb-ı Hakkın başlangıcı olmayan sonsuz kudreti, güç ve iktidarı
küll-i âzam : en büyük varlık; bütünlük arz eden en büyük şey
lâzime-i zaruriye : birşeyin bizzat kendi zâtında zorunlu olarak bulunan özellik; meselâ tam olmasa da “Sıcaklık ateşin zorunlu özelliğidir.” diyebiliriz
mâni : engel, zorluk
mevt-âlûd : ölümlü; ölüme benzer
mezkûr : adı geçen, anılan
mukabildir : karşı karşıyadır, karşısındadır
mukavemet etme : direnme, karşı koyma
muktedir : kudretli; işi yapıp sonuçlandırmaya güç yetiren
mutî : itaat eden, emre uyan
mübâlağa : abartı
mücâzefe : ölçüp tartmadan söyleme; aldatma
mücerred : soyut; maddeden soyutlanmış
müddeâ : iddia edilen şey
mütevazinü’t-tarafeyn : varlığı da yokluğu da birbirine denk, birbirinin seviyesinde
müteveccih : yönelik, yönelmiş
nevm : uyku
nisbeten : oranla
nizam : düzen, sistem
şeriat-ı fıtriye-i kübrâ : büyük fıtrî şeriat; Allah’ın kâinata koyduğu büyük kanunlar manzumesi
tahakkuk : gerçekleşme, ortaya çıkma
tesavî-i tarafeyn olan : iki tarafı birbirine eşit olan; varlığı ve yokluğu eşit olan
zevi’l-ervâh : ruh sahibi canlılar
ziyâde : fazla
Yükleniyor...