Lügatler :
ahmak : akılsız
âyât-ı tekviniye : yaratılışa ait âyetler, deliller
beşer : insanlar
delâlet etme : delil olma, işaret etme
divane : akılsız, deli
dua-yı fiilî : fiilî dua; birşeyin meydana gelmesi için gerekli olan şartları ve sebepleri yerine getirme
esbap : sebepler
Furkan-ı Hakîm : doğru ile yanlışı; hak ile batılı birbirinden ayıran, içinde sonsuz hikmetler bulunan Kur’ân
gayr-ı mütevekkil : tevekkül etmeyen, sadece sebeplere takılıp neticeyi Allah’tan beklemeyen
hakikî : asıl, gerçek
Hâlık : herşeyi yaratan Allah
huruf : harfler
hurufat : harfler
ilm-i hikmet : varlıkların yararlarını, mânâlarını ve maksatlarını araştıran ilim; eşyanın gerçeklerini varlık dünyasındaki keyfiyetlerine göre araştıran teorik ilim
itham etmek : suçlamak
kalem-i kudret : Allah’ın kudret kalemi
kat’î : kesin, şüphesiz
mağrur : gururlu
mânâ-yı harfî : harfin mânâsı gibi, kendi mânâsını değil de, birşeyin san’atkârını, ustasını, sahibini bildirip tanıtan mânâ
mânâ-yı ismi : isim mânâsı gibi, birşeyin sahibine değil de, bizzat kendisine bakan ve kendisini tanıtan mânâsı
mevcudat : varlıklar
misâl : örnek
muhafaza etmek : korumak
münasebat : ilişkiler, bağlantılar
müsebbebat : sebeplerle meydana gelen neticeler, sebeplerin sonuçları
müştekî : şikâyetçi
mütevekkil : tevekkül eden, sebeplere riayet ettikten sonra neticeyi Allah’tan bekleyen
netâic : neticeler, sonuçlar
nevi : çeşit, tür
nezaret etme : gözetme, göz altında tutma
perde-i dest-i kudret : Allah’ın sonsuz kudretine perde olan hâdiseler ve sebepler
saadet : mutluluk
sahaif-i kâinat : kâinatın sayfaları; görünen bir Kur’an olan kâinattaki varlıklar ve hâdiseler
sefine : gemi
tahkir etmek : hakaret etmek, aşağılamak
takat getirememek : güç yetirememek
tard etmek : uzaklaştırmak, kovmak
teşebbüs : başvurma
tevekkül : Allah’a dayanma ve güvenme
tezyinat : süslemeler
vesait : vasıtalar
acz : âcizlik, zayıflık
bîçare : çaresiz, zavallı
istihza etmek : alay etmek
maskaralık : gülünç olmak, soytarılık
mudhike : gülünç hâle düşen
riya : gösteriş
tasannu : yapmacık harekette bulunma
tekebbür : büyüklenme, kibirlenme
zaafiyet : zayıflık
ahmak : akılsız
âyât-ı tekviniye : yaratılışa ait âyetler, deliller
beşer : insanlar
delâlet etme : delil olma, işaret etme
divane : akılsız, deli
dua-yı fiilî : fiilî dua; birşeyin meydana gelmesi için gerekli olan şartları ve sebepleri yerine getirme
esbap : sebepler
Furkan-ı Hakîm : doğru ile yanlışı; hak ile batılı birbirinden ayıran, içinde sonsuz hikmetler bulunan Kur’ân
gayr-ı mütevekkil : tevekkül etmeyen, sadece sebeplere takılıp neticeyi Allah’tan beklemeyen
hakikî : asıl, gerçek
Hâlık : herşeyi yaratan Allah
huruf : harfler
hurufat : harfler
ilm-i hikmet : varlıkların yararlarını, mânâlarını ve maksatlarını araştıran ilim; eşyanın gerçeklerini varlık dünyasındaki keyfiyetlerine göre araştıran teorik ilim
itham etmek : suçlamak
kalem-i kudret : Allah’ın kudret kalemi
kat’î : kesin, şüphesiz
mağrur : gururlu
mânâ-yı harfî : harfin mânâsı gibi, kendi mânâsını değil de, birşeyin san’atkârını, ustasını, sahibini bildirip tanıtan mânâ
mânâ-yı ismi : isim mânâsı gibi, birşeyin sahibine değil de, bizzat kendisine bakan ve kendisini tanıtan mânâsı
mevcudat : varlıklar
misâl : örnek
muhafaza etmek : korumak
münasebat : ilişkiler, bağlantılar
müsebbebat : sebeplerle meydana gelen neticeler, sebeplerin sonuçları
müştekî : şikâyetçi
mütevekkil : tevekkül eden, sebeplere riayet ettikten sonra neticeyi Allah’tan bekleyen
netâic : neticeler, sonuçlar
nevi : çeşit, tür
nezaret etme : gözetme, göz altında tutma
perde-i dest-i kudret : Allah’ın sonsuz kudretine perde olan hâdiseler ve sebepler
saadet : mutluluk
sahaif-i kâinat : kâinatın sayfaları; görünen bir Kur’an olan kâinattaki varlıklar ve hâdiseler
sefine : gemi
tahkir etmek : hakaret etmek, aşağılamak
takat getirememek : güç yetirememek
tard etmek : uzaklaştırmak, kovmak
teşebbüs : başvurma
tevekkül : Allah’a dayanma ve güvenme
tezyinat : süslemeler
vesait : vasıtalar