BEŞİNCİ LEM’A

Evet, nasıl ki, bir kitap olsa, hususan o kitap yazma olsa, o kitabı yazmak için bir kalem kâfidir. Eğer o kitap, basma veya matbu olsa, hurufatı adedince kalemler, yani demir harfler lâzım ki, tab edilebilsin. Şayet o kitabın bazı harflerinde ince hatla kitabın ekseri yazılmışsa, bütün o demir harflerin küçücükleri, o tek harfe lâzım; ta o kitap tab edilebilsin.

Aynen öyle de, şu kitab-ı kâinatı, kalem-i kudretin, Zât-ı Ehadin mektubu desen, vücub derecesinde suhulet ve mâkuliyet yoluna gidersin. Eğer tabiata isnad etsen, imtinâ ve muhal derecesinde bir suubet ve hiçbir vehmin kabul etmeyeceği bir hurafat yoluna gidersin. Çünkü, tabiat için her bir cüz toprakta ve suda ve havada, milyarlarla madenî matbaalar, fabrikalar bulunması lâzım ki, hesapsız ezhar ve esmârın teşekkülâtına mazhar olabilsin. Zira, her bir cüz toprak, ekser nebatata menşe olabilir. Hususan meyveli olsalar, çiçekli olsalar, teşekkülâtları o kadar muntazam, o kadar mevzun, o kadar mümtaz, o kadar ayrıdır ki; her birisi için yalnız ona mahsus birer ayrı fabrika veya ayrı birer matbaa lâzımdır. Demek tabiatın her birşeyde, her birşeyin makinelerini bulundurmaya mecburdur. İşte şu hurafeden, hurafeciler dahi utanıyorlar.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

cilve : görüntü, yansıma
cüz : bölüm, parça
dalâlet : hak yoldan ayrılma, sapkınlık
eblehce : aptalca, ahmakça
ekser : pek çok, çoğunluk
elhasıl : kısaca, özetle
esmâr : meyveler
ezhar : çiçekler
gayr-ı mütenâhi : sınırsız, sonsuz
hat : yazı
hurafat : aslı esası olmayan saçma inanışlar; hurafeler
hurafe : delile dayanmayan saçma inanış
hurufat : harfler
hususan : bilhassa, özellikle
imtinâ : imkânsızlık
isnad etmek : dayandırmak
Kadîr-i Mutlak : hiçbir kayıt ve şartla sınırlanmayan ve herşeye gücü yeten sonsuz kudret ve iktidar sahibi Allah
kâfi : yeterli
kalem-i kudret : kudret kalemi; kainat kitabını varlıklarıyla ve olaylarıyla satır satır yazan kudret kalemi, Cenâb-ı Hakkın kudret ve iktidarı
katre : damla
kitab-ı kâinat : kâinat kitabı
lem’a : parıltı
mahsus : has, özel
mâkuliyet : akla uygunluk
matbu : (matbaada) basılmış
mazhar olmak : nail olmak; ayna olmak
menşe : esas, kaynak, kök
mevcudat : varlıklar
mevzun : ölçülü
muhal : imkânsız, olmayacak şey
muhit : kuşatan
muntazam : düzenli, intizamlı
mümtaz : seçkin, üstün
nebâtat : bitkiler
nev’ : çeşit, tür
nihayetsiz : sınırsız, sonsuz
nispet : oran, kıyas
suhulet : kolaylık
suubet : zorluk
şuur : bilinç, anlayış
tab etmek : (bir kitabı ve yazıyı matbaada) basmak
teşekkülât : farklı unsurlardan yeni şeylerin meydana gelmesi
ulûhiyet : ilâhlık, tanrılık
vehim : zan, şüphe, kuruntu
vücub : kesinlik, zorunluluk
Zât-ı Ehad : her bir varlıkta birliği tecelli eden Zât, Allah
zerre : atom, maddenin en küçük parçası
zîhayat : canlı, hayat sahibi
zira : çünkü
Yükleniyor...