İsm-i Âzam bahsinde

فَكُلُّ مَنْ لاَحَتْ لَهُ السَّعَادَةُ - كَانَ لَهُ فِى الْجِيدِ كَالْقِلاَدَةِ
Yani, “Kim inayete ve saadete mazhar ise o âhirzaman fitnelerinden bu altı ismi verdiğim ders tarzında vird edenler mahfuz kalır.”

Hz. Ali (r.a.) huruf-u ecnebiyi İslâmlar içinde cebren kabul ettirmek hadisesi ile ulemaü’s-su’un bid’alara yardımlarından teessüfle bahsedip o iki hâdise ortasında irşadkârane bazılarından bahsediyor ki, o Sekine olan İsm-i Âzamla ecnebi hurufuna karşı mukabele ediyor ve hem ulemaü’s-su’a muhalefet ediyor. İşte bu zamanda o adamların, Risale-i Nur şakirtleri ve naşirleri oldukları şüphesizdir. Çünkü onlardır ki hatt-ı Kur’ân’ı muhafaza ediyorlar ve bid’akâr bir kısım ulemalara karşı da mukavemet ediyorlar.

Evet biz Hocamızdan anlamışız ki, On üç sene evvel Hz. Ali’nin (r.a.) bu kasidesinin sırrını bilmeden yedi sene evvel bu altı ismi İmam-ı Gazali’den ders alarak ve kendine daima vird ederek bütün evradları tebeddül ve tahavvül ettiği halde bu Sekine tabir edilen altı isme Hz. Ali’nin (r.a.) verdiği ders tarzında mütemadiyen terk ve tebdil etmeden devam etmiş. Bu tarzda devam edenleri işitmemişiz. Hem hilaf-ı âdet bir tarzda yirmi sene zarfında yirmi fitne-i azimeye düştüğü gibi ve tesirli bir surette hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyeye karıştığı halde harika bir mahfuziyet altında olduğunu gözümüzle gördüğümüzden Hz. Ali’nin (r.a.) âhirzamandaki hitap ettiği dostları içinde bilhassa ona ruy-i iltifatı olduğunu hissediyoruz.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhirzaman : dünya hayatının kıyamete yakın son devresi
bahis : konu
bid’a : aslen dinde olmayıp sonradan ortaya çıkan ve dine zarar verici yeni âdet ve uygulamalar
bid’akâr : dinde olmayanı dine sokmaya çalışan, bid’acı
bilhassa : özellikle
cebren : zorla, baskıyla
ecnebi : yabancı
evrad : virdler; zikirler
fitne : ahlâkta ve toplum düzeninde azgınlık ve bozgunculuk; baştan çıkarma
fitne-i azime : büyük fitne
hatt-ı Kur’ân : Kur’ân hattı, yazısı
hayat-ı içtimaiye-i İslâmiye : İslâmın sosyal hayatı
hilaf-ı âdet : alışkanlık dışı, her zamanki âdetin tersine
hitap : konuşma
huruf : harfler
huruf-u ecnebi : yabancı harfler
inayet : Allah’tan gelen yardım, ikram, ihsan
irşadkârane : doğru yolu göstererek
İsm-i Âzam : Cenâb-ı Hakkın binbir isminden en büyük ve mânâca diğer isimleri kuşatmış olanı
işaret-i gaybiye : geleceğe veya bilinmeyen bir olaya işaret
kaside : övgü şiiri
lafız : söz
mahfuz : korunmuş
mahfuziyet : korunma
makbuliyet : kabul edilmiş olma
mazhar : ayna olma, erişme
mebde : başlangıç, başlama
muhafaza : koruma
muhalefet : karşıt olma, aykırılık
mukabele : karşılık
mukavemet : direnç, dayanıklılık
mücahedat : mücadeleler
mücahede : cihad etme, din uğrunda çaba harcama
münteha : son, uç, netice
mütemadiyen : sürekli
naşir : yayan, neşreden
ruy-i iltifat : güler yüz
saadet : mutluluk
sikke-i tasdik : tasdik mührü
şakirt : öğrenci, talebe
tahavvül : değişim, başkalaşma
tebeddül : başkalaşma, değişme
teessüf : hayıflanma, üzülme
ulema : âlimler
ulemaü’s-su’ : kötü âlimler, dünya için âhiretini unutan, dünyayı dine tercih eden âlimler
vird : devamlı yapılan zikir
Yükleniyor...