Gizlenmeye lâyık olan bu sırr-ı azime binaen Mekke-i Mükerremede dahi -farz-ı muhal olarak- Risale-i Nur aleyhinde bir itiraz kutb-u âzamdan dahi gelse, Risalei’n-Nur şakirtleri sarsılmayıp, o mübarek kutb-u âzamın itirazını iltifat ve selâm suretinde telâkki edip, teveccühünü de kazanmak için, medâr-ı itiraz noktaları o büyük üstadlarına karşı izah ile, ellerini öpmektir.

Evet kardeşlerim; bu zamanda öyle dehşetli cereyanlar ve hayatı ve cihanı sarsacak hâdiseler içinde hadsiz bir metanet ve itidal-i dem ve nihayetsiz bir fedakârlık taşımak gerektir.

Evet, 1 يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى اْلاٰخِرَةِ âyetinin sırr-ı işarîsiyle, âhireti bildikleri ve iman ettikleri halde dünyayı âhirete severek tercih etmek ve kırılacak şişeyi bâki elmasa bilerek rıza ve sevinçle tercih etmek ve âkıbeti görmeyen kör hissiyatın hükmüyle, hazır bir dirhem zehirli bir lezzeti, ileride bir batman sâfi lezzete tercih etmek, bu zamanın dehşetli bir marazı, bir musibetidir. O musibet sırrıyla, mü’minler dahi bazan ehl-i dalâlete taraftar olmak gibi dehşetli hatâda bulunuyorlar. Cenâb-ı Hak, ehl-i imanı ve Risale-i Nur şakirtlerini bu musibetlerin şerrinden muhafaza eylesin. Âmin.
Said Nursî

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Onlar dünya hayatını seve seve âhirete tercih ederler.” İbrahim Sûresi, 14:3.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Sekizinci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhiret : öteki dünya, öldükten sonraki ebedî hayat
akıbet : netice, son
âmin : “Allah’ım kabul eyle”
bâki : devamlı, kalıcı, ölümsüz
batman : eskiden kullanılan ve 8 kiloluk ağırlığa karşılık gelen bir ölçü birimi
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan, sonsuz şeref ve azamet sahibi yüce Allah
cereyan : hareket, akım
cihan : dünya
dehşetli : korkunç, ürkütücü
dirhem : eskiden kullanılan ve yaklaşık 3 gramlık ağırlığa karşılık gelen bir ölçü birimi
ehl-i dalâlet : doğru ve hak yoldan sapanlar
ehl-i iman : Allah’a ve Onun bildirdiği her şeye inanan kimseler
hadsiz : sonsuz, sınırsız
hakikî : asıl, gerçek
hissiyat : duygular, hisler
iltifat : iyilik ve güzellikle ilgilenme, hoş davranış
itidâl-i dem : kızgınlığa mağlup olmayış, soğukkanlılık
izah : açıklama
kutb-u âzam : en büyük kutup; bir çok Müslümanın kendisine bağlandığı büyük evliyadan zamanın en büyük yol göstericisi
maraz : hastalık
medâr-ı itiraz : itiraz sebebi, kaynağı
metanet : sağlamlık, kararlılık
muhafaza : koruma
musibet : belâ, felaket
mübarek : bereketli, hayırlı
nihayetsiz : sınırsız, sonsuz
rıza : memnuniyet
sâfi : arınmış, temiz
sırr-ı işarî : işaretle bildirilen sır
suret : biçim, şekil
şakirt : talebe, öğrenci
şer : kötülük
telâkki : anlama, kabul etme
teveccüh : değer verme, ilgi gösterme
Yükleniyor...