Sual: İşârât-ı Kur’âniye risalesinde Fatiha’nın âhirinde sırat-ı müstakim ashabı ki, 1 اَلَّذِينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ âyetinin tarif eylediği taife içinde, hem 2 لاَ تَزَالُ طَاۤئِفَةٌ مِنْ اُمَّتِى...حَتَّى يَاتِىَ اللهُ بِاَمْرِهِ...الخ (ilâ ahir) hadîsinin âhirzamanda gösterdiği mücahedeler içinde ve hem Ve’l-Asri Sûresinin 3 اِلاَّ الَّذِينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ile başlayan üç cümlesinde mânâ-yı işâri ile hususî bir surette dahil bir ferdin, Risale-i Nur şakirtleri olduğuna sebep nedir ve veçh-i tahsisi nedir?

Elcevap: Sebebi ise, Risale-i Nur, yüze yakın din tılsımlarını ve hakaik-i Kur’âniye muammâlarını hal ve keşfetmiştir ki, her bir tılsımın bilinmemesinden, çok insanlar şübehata ve şükûke düşüp, tereddütlerden kurtulmayıp, bazan imanını kaybederdi. Şimdi, bütün dinsizler toplansa, o tılsımların keşfinden sonra galebe edemezler. Yirmi Sekizinci Mektuptaki İnâyât-ı Seb’ada bir kısmına işaret edilmiş. İnşaallah bir zaman o tılsımlar müstakil bir risalede cem edilecek.
Said Nursî

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Kendilerine nimet verdiklerinin…” Fâtihâ Sûresi, 1:7.
2 : “Ümmetimden bir taife, Allah’ın emri gelinceye kadar (yani kıyâmetin kopmasına kadar) hak üzere galip olacaktır.” Bu hadis-i şerif, hadis kaynaklarında bu lafızlarla rivayet edildiği gibi, aynı mânâyı ifade eden farklı lâfızlarla da rivayet edilmiştir. Buhari, İ’tisam: 10; Müslim, İman: 247, İmâre: 170, 173, 174; Ebu Davud, Fiten: 1; Tirmizî, Fiten: 27, 51; İbni Mâce, Mukaddime: 1, Fiten: 9; Müsned, 5:34,269, 278, 279; el-Hâkim, el-Müstedrek, 4:449-450, 550.
3 : “İman edenler salih amel işleyenler müstesna.” Asr Sûresi, 103:3.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Sekizinci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhir : son
âhirzaman : dünya hayatının kıyamete yakın son devresi
ashab : arkadaşlar, sahipler
cem edilme : toplanma, bir araya getirilme
Fatiha : Kur’ân-ı Kerimin 1. sûresi
galebe etmek : üstün gelmek
hadis : Peygamber Efendimizin (a.s.m.) mübarek söz, fiil ve hareketi veya onun onayladığı başkasına ait söz, iş veya davranış
hakaik-ı Kur’âniye : Kur’ân’ın hakikatleri, gerçek ve doğruları
hal : çözme, sonuca varma
has : özel, ait
hususî : özel
ilâ âhir : sonuna kadar
inşaallah : Allah dilerse, izin verirse
İşârât-ı Kur’âniye risalesi : Birinci Şuâ
keşf : açığa çıkarma
mânâ-yı işârî : işaret ile bildirilen mânâ
muammâ : anlaşılması zor olan sır
mücahede : cihad etme, din uğrunda çaba harcama
müstakil : başlı başına, bağımsız
risale : küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un her bir bölümü
sırât-ı müstakîm : dinin belirlediği dosdoğru yol
suret : biçim, şekil
şakirt : talebe, öğrenci
şübehat : şüpheler, tereddütler
şükûk : şekler; şüpheler
taife : grup, topluluk
tılsım : sır, gizli gerçek
Ve’l-Asri Sûresi : Kur’ân-ı Kerimin 103. sûresi
vech-i tahsis : tahsis yönü, has kılma sebebi
Yükleniyor...