Hem, iman-ı tahkikî ve taklidî ve icmâlî ve tafsilî ve imanın bütün tehacümata ve vesveseler ve şüphelere karşı dayanıp sarsılmamasını beyan eden Risale-i Nur parçalarının izahatı, büyük ruhlu Küçük Ali’nin mektubuna öyle bir cevaptır ki, bize hiçbir ihtiyaç bırakmıyor.

İkinci Cihet: İman, yalnız icmâlî ve taklîdî bir tasdike münhasır değil; bir çekirdekten, tâ büyük hurma ağacına kadar ve eldeki ayinede görünen misalî güneşten tâ deniz yüzündeki aksine, tâ güneşe kadar mertebeleri ve inkişafları olduğu gibi; imanın o derece kesretli hakikatleri var ki, bin bir esmâ-i İlâhiye ve sair erkân-ı imaniyenin kâinat hakikatleriyle alâkadar çok hakikatleri var ki, “Bütün ilimlerin ve mârifetlerin ve kemalât-ı insaniyenin en büyüğü imandır ve iman-ı tahkikîden gelen tafsilli ve burhanlı mârifet-i kudsiyedir” diye ehl-i hakikat ittifak etmişler.

Evet, iman-ı taklidî, çabuk şüphelere mağlûp olur. Ondan çok kuvvetli ve çok geniş olan iman-ı tahkikîde pek çok meratip var. O meratiplerden ilmelyakîn mertebesi, çok burhanlarının kuvvetleriyle binler şüphelere karşı dayanır. Halbuki taklidî iman bir şüpheye karşı bazan mağlûp olur.

Hem iman-ı tahkikînin bir mertebesi de aynelyakîn derecesidir ki, pek çok mertebeleri var. Belki esmâ-i İlâhiye adedince tezahür dereceleri var. Bütün kâinatı bir Kur’ân gibi okuyabilecek derecesine gelir.

Hem bir mertebesi de hakkalyakîndir. Onun da çok mertebeleri var. Böyle imanlı zâtlara şübehat orduları hücum da etse bir halt edemez. Ve ulemâ-i ilm-i kelâmın binler cild kitapları, akla ve mantığa istinaden telif edilip, yalnız o mârifet-i imaniyenin burhanlı ve aklî bir yolunu göstermişler.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Sekizinci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhir : son
aynelyakîn : gözlem ve müşahedeye dayanarak, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kesin bilme
beyanat : açıklamalar
bitamamiha : tamamen, bütünüyle, hepsi
burhan : güçlü ve sarsılmaz delil
cereyan : meydana gelme
esmâ-i İlâhiye : Allah’ın isimleri
hakikî : asıl, gerçek
hakkalyakin : bizzat yaşamak suretiyle, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kesin bilme
halt : yanlışlık yapmak, karıştırmak
hikmet : sır, gaye, fayda
icmâlî : kısaca
ilmelyakîn : ilme ve sağlam delillere dayanarak, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kesin bilme
iman-ı tahkikî : inandığı şeylerin aslını, esasını bilerek inanma sağlam, sarsılmaz bir iman
iman-ı taklidî : aslını, esâsını bilmeden başkalarını taklit ederek inanma; herhangi bir şüphe karşısında sarsılabilen zayıf iman
istinaden : dayanarak
izahat : açıklamalar
kâinat : evren, yaratılan her şey
kesretli : pek çok
Lâhika : mektup; Yirmi Yedinci Mektup olan On Birinci Şuâ
mağlûp olma : yenilme
meratib : mertebeler, dereceler
mertebe : derece
Meyve Risalesi : Risale-i Nur’da yer
rükün : esas, şart
şübehat : şüpheler, tereddütler
tafsilî : ayrıntılı, detaya inilmiş
tahşidat-ı Kur'âniye : Kur’ân’ın tahşidatı, Kur’ân’da ısrarla üzerinde durulan hakikatler
tefsir : açıklama, yorum; Kur’ân-ı Kerimi mânâ bakımından açıklayan, yorumlayan kitap
tehacümat : hücumlar, saldırılar
tekrarat-ı Kur'âniye : Kur’ân’ın tekrarlamaları, Kur’ân’da tekrarlanan ibare, mevzu ve âyetler
telif etme : yazma
tevhid : Allah’ı bir olarak bilme ve ilân etme
tezahür : belirme, görünme
ulemâ-i ilm-i kelâm : kelâm ilmiyle uğraşan âlimler
vesvese : kuruntu, şüphe
Yükleniyor...