O yağmur yüzde doksan dokuz menfaat vermiştir. Bundan anlaşılıyor ki, o tevafuk tesadüfî değil; bu rahmet, Isparta’ya rahmet olan Risale-i Nur’a bakıyor. Lillâhilhamd! Bu kerem-i İlâhî neticesi olarak Üstadımız diyor ki: “Isparta bana Barla’yı unutturdu. Unutamayacağım birşey varsa, o da, her yerde olduğu gibi, Barla’da bulunan ciddî dost ve talebelerimdir.”
Mustafa, Lütfi, Rüştü, Hüsrev, Bekir Bey, Re’fet
(Rahmetullahi aleyhim ecmaîn)
• • •
Risale-i Nur bereketine ait yağmur hâdisesini te’yid eden Muhacir Hâfız Ahmed, Süleyman, Mustafa Çavuş ve Bekir Bey ve Şem’i’nin (r.h.) bir fıkrasıdır.

Isparta’daki kardeşlerin fıkrasındaki dâvâyı ispat eden kuvvetli iki delili gösteriyor.
Re’fet Bey ve Hüsrev gibi kardeşlerimizin harika bir surette yağan yağmur içinde Risale-i Nur bereketine hususi baktığına, kanaatimiz geliyor. Çünkü gözümüzle yağmur hâdisesinin, hususî bir şekilde hizmet-i Kur’ân ve Risale-i Nur’a baktığını iki suretle gördük.

Birinci suret: Risale-i Nur’un vasıta-i neşri olan Üstadımızın camii, seddedildi. Risale-i Nur’u yazacak hariçteki talebelerinin yanına gelmeleri men edildiği hengâmda kuraklık başladı. Yağmura ihtiyac-ı şedid oldu. Sonra yağmur başladı, her tarafta yağdı. Yalnızca Karaca Ahmed Sultan’dan itibaren, bir daire içinde kalan Barla mıntıkasına yağmur gelmedi. Üstadımız bundan pek müteessir olarak dua ediyordu. Sonra dedi ki:

“Kur’ân’ın hizmetine sed çekildi, bu köydeki mescidimiz kapandı. Bunda bir eser-i itab var ki, yağmur gelmiyor. Öyleyse, madem Kur’ân’ın itabı var. Yâsin Sûresini şefaatçi yapıp Kur’ân’ın feyzini ve bereketini isteyeceğiz.”

Üstadımız Muhacir Hafız Ahmed Efendiye dedi ki: “Sen kırk bir Yâsin-i Şerif oku.”
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Takdim / Sonraki Risale: Yirmi Yedinci Mektuptan Mühim Parçalar
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

bereket : Allah’tan gelen bolluk, nimet
dâvâ : kutsal bir iddiayı insanlara duyurma gayreti
eser-i itab : azarlama belirtisi
feyiz : mânevî gıda, bereket
fıkra : kısa yazı
hariçteki : dışarıdaki
hengâm : zaman, an
hizmet-i Kur’ân ve Risale-i Nur : Kur’ân’a ve Risale-i Nur’a hizmet
hususî : özel
ihtiyac-ı şedid : şiddetli ihtiyaç
itab : azarlama
kanaat : inanma, razı olma
kerem-i İlâhî : İlâhi lütuf ve ikram
lillâhilhamd : Allah’a hamd olsun
müteessir : etkilenmiş, üzüntülü
rahmet : İlâhî şefkat, merhamet
rahmetullahi aleyhim ecmaîn : Allah’ın rahmeti onların hepsinin üzerine olsun
seddedilme : kapatılma
suret : şekil, biçim
şefaatçi : af için aracı
te’yid eden : kuvvetlendiren
tesadüfî : rastlantıya dayalı
tevafuk : uygunluk, denk gelme
umumî : genel, herkese ait
vasıta-i neşir : yayma, duyurma aracı
Yâsin-i Şerif : Kur’ân’ın 36. sûresi olan Yâsin Sûresi
Yükleniyor...