بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1
Bu Sikke-i Gaybiye’yi mahrem tutardık; yalnız has kardeşlerime mahsustu. Ben vefat ettikten sonra neşredilsin demiştim. Fakat zabıta geldi, adliye hesabına onu sakladığımız yerden çıkardılar. İki sene ellerinde kaldı. Üç mahkeme tetkikinden sonra iade edildi. Bize muhalif gayet nâmahremler dahi beraber okudular. Bize çok yabanî insanlar gördüler. Bu iki defadır Isparta adliyesinin eline başka risalelerle beraber girmiş, hiçbir itiraz edilmeden geri verilmiş.

Madem umumun nazarına istemediğimiz halde gösterilmiş ve madem Risale-i Nur’un ehemmiyetini ispat edip şakirtlerini şevke getiriyor, kuvve-i mâneviyelerini ziyadeleştiriyor; elbette Medresetü’z-Zehra erkânlarının neşrine karar vermelerine iştirak ederim.
Said

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

mahrem : gizli olan, herkese söylenmeyen, gizli sır
has kardeşler : Üstadın çok değer verdiği ilk sıradaki talebeler
neşretmek : yayınlamak
zabıta : polis
tetkik : inceleme, araştırma
muhalif : aykırı
nâmahrem : yabancı kişi
umum : bütün, genel
nazar : bakış, görüş
şakirt : öğrenci, talebe
kuvve-i mâneviye : manevî güç, moral
ziyadeleştirmek : artırmak
erkân : ileri gelenler
neşir : yayınlama
iştirak : katılma
Yükleniyor...