İkinci Keramet-i Aleviye
Yirmi Sekizinci Lem’anın Birinci Meselesi

Eskişehir Hapishanesinde ihtilattan ve konuşmaktan memnû olduğum zamanda karşımdaki kardeşlerime teselli için yazdığım kısacık fıkraların bir kısmıdır.

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Hapsin bir latif hatırasıdır ki: Risale-i Nur gizlenir, fakat sönmez ve söndürülmez. Bir âlem-i mânâda Hazret-i İmam-ı Ali’nin (r.a.) ilminden sordum: 1 اَحْرُفُ عُجْمٍ سُطِّرَتْ تَسْطِيرًا demişsin, muradın nedir? Dedi: 2 عُجْمٍ yani hecevâri terkipsiz ve vefklerde rakamvâri, şekilsiz harflerdir ki “Latinî hurufudur.” Lâ-dini zamanında taammüm eder. Sonra sordum, “Ercüzende benden bahs ile ‘kendini muhafaza et’ demişsin. Hem tam vaktinde emrinizi gördük, fakat maatteessüf kendimizi muhafaza edemedik. Bu belaya düştük. Şahsımdan binler defa daha ehemmiyetli olan Risale-i Nur’dan bahs ve işaretin yok mu?” dedim.

Dedi, “Yalnız işaret değil, belki Celcelûtiyemde tasrih ediyorum.”

Ben bu cevaptan sonra kasâid-i Aleviyeden en meşhur ve en ziyade esrarlı olan Celcelûtiye kasidesinde bu fıkrayı gördüm.

تُقَادُ سِرَاجُ النُّورِ سِرّاً بَيَانَةً - تُقَادُ سِرَاجُ السُّرْجِ سِرّاً تَنَوَّرَتْ 3

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Lâtin harfleri tamim edilip, umuma öğretilip yazdırılacak.
2 : Lâtin harfleri.
3 : Sirâcü’n-Nur gizliden gizliye yanıp yayılıyor; Sirâcü’s-Sürc (Kandiller Kandili), gizliden gizliye yanıp aydınlanıyor.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlem-i mânâ : mânâ âlemi; maddî gözle görünmeyen mânevî âlem
bahs : sözetme
esrar : sırlar, gizli hakikatler
fıkra : bölüm, kısım, kısa yazı
hecevâri : heceye benzeyen, hece gibi
ihtilat : karışma, insanların içine girip görüşme
kasâid-i Aleviye : Hz. Ali’nin (r.a.) Hz. Peygamberden (a.s.m.) aldığı derslere istinaden yazdığı kasideler
Kerâmet-i Aleviye : Hz. Ali’nin (r.a.) kerameti
lâ-dini : din dışı, dinsizlik
lâtif : ince, güzel, hoş
Latinî huruf : Lâtin harfleri
maatteessüf : ne yazık ki
memnû : yasaklanmış, yasaklı
muhafaza : koruma
rakamvâri : rakam gibi, rakama benzeyen
taammüm etmek : umumileşmek, genelleşmek
tasrih etmek : açıklamak
terkipsiz : müstakil, birkaç şeyin bileşiminden oluşmayan
vakf : durma, durak
Yükleniyor...