Evet kaside-i Ercüziye’sinde Sekine tabir ettiği ism-i Âzam ve Celcelûtiye’sinde Süryanî ve Arabî olarak yine müteaddit tarzda 1 اَ ْلاِسْمُ الْمُعَظَّمُ الَّذِى جَلَّ قَدْرُهُ gibi tabirlerle beyan ettiği Esma-i Sitte-i Meşhure ki, ism-i Âzamdır. Gösterdiği bin üç yüz elli üç (1353) tarihinde HAŞİYE yüz yetmiş bir defa Esma-i Sittesi Risale-i Nur müellifinin daimi virdidir. Ve o yüz yetmiş bir (171) defa okuduğum Esma-i Sitte ile beraber yetmiş bir (71) âyeti yirmi dört saatte on dokuz defa okuyarak yekûnü bin üç yüz elli üçe (1353), hem bir cihette bin üç yüz kırk bir (1341) eder ki, bu ism-i Âzama bin üç yüz kırktan (1340) beri devam ettiğimin tarihine tevafuk ediyor. Hem bir defasında on dokuz âyet ism-i Âzam ile beraber on dokuz defa daimî okunur. Ve âyetlerin tekrâratının hurufatının adedi altı bin altı yüz altmış altı (6666). Ayât-ı Kur’âniyeye tevafuk ediyor. Sûre-i İhlasın üç ve Fâtiha-i Şerifenin tekerrür-ü nuzûlü için, iki olsa yine tam tamına tevafuk ediyor.
İKİNCİ EMARE: 2 فَيَا حَامِلَ اْلاِسْمِ الَّذِى satırından sonra
3 فَقَاتِلْ وَلاَتَخْشَ وَحَارِبْ وَلاَتَخَفْ fıkrası pek zahir ve kat’i bir surette harb-i umumiyi gösterdiği gibi, harb-i umumide gayet tehlikeli bir surette harbe iştirak eden bu fakirin en korkunç zamanına bakar ve teselli eder ve “korkma” der.
İKİNCİ EMARE: 2 فَيَا حَامِلَ اْلاِسْمِ الَّذِى satırından sonra
3 فَقَاتِلْ وَلاَتَخْشَ وَحَارِبْ وَلاَتَخَفْ fıkrası pek zahir ve kat’i bir surette harb-i umumiyi gösterdiği gibi, harb-i umumide gayet tehlikeli bir surette harbe iştirak eden bu fakirin en korkunç zamanına bakar ve teselli eder ve “korkma” der.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : Onun kadri İsmi’l-Muazzamla yüce kılındı.
HAŞİYE : Belki “feyâ” nida ile çağırdığı حَامِلَ اْلاِسْمِ الَّذِى جَلَّ قَدْرُهُ hesab-ı ebced ve cifir ile bin üç yüz elli dört (1354) eder ki, bu Arabî tarihte Risale-i Nur’un kırktan fazla şakirtlerini ve müellifini imha etmek plânı ile hapishaneye attıkları zamandır ve tevkif ettikleri tarihtir. Bu tarihte bu hitaba tam muhatap olacak yalnız bunlar görünüyorlar. Çünkü vaziyetleri gayet korkulu idi. Halbuki harika olarak selamete çıktılar. Bu fıkrada Hz. Ali (r.a.) diyor: تَوَقّٰى بِهِ كُلَّ اْلأُمُورِ تَسَلَّمَتْ Yani ism-i Âzamın bereketiyle herbir tehlikeden selametle kurtulacaksınız. Evet, şükür kurtulduk. Eğer اَلَّذِى جَلَّ ’deki iki şeddeli lâm’lar birer “lâm” sayılsa bin iki yüz doksan dört (1294) eder ki, o zaman Risale-i Nur müellifinin dünyaya geldiği tarihtir. Ve doksan üç müthiş harbinden tâ harb-i umumiye kadar ve bin üç yüz elli dörde (1354) kadar olan tehlikeli bir zamanda yaşayacaksın. Ve çok tehlikelere düşeceksin fakat korkma, kurtulacaksın diye işaret ediyor.
2 : Ey öyle bir ismi taşıyan!
3 : Savaş ve korkma!, Harbet ve çekinme!
HAŞİYE : Belki “feyâ” nida ile çağırdığı حَامِلَ اْلاِسْمِ الَّذِى جَلَّ قَدْرُهُ hesab-ı ebced ve cifir ile bin üç yüz elli dört (1354) eder ki, bu Arabî tarihte Risale-i Nur’un kırktan fazla şakirtlerini ve müellifini imha etmek plânı ile hapishaneye attıkları zamandır ve tevkif ettikleri tarihtir. Bu tarihte bu hitaba tam muhatap olacak yalnız bunlar görünüyorlar. Çünkü vaziyetleri gayet korkulu idi. Halbuki harika olarak selamete çıktılar. Bu fıkrada Hz. Ali (r.a.) diyor: تَوَقّٰى بِهِ كُلَّ اْلأُمُورِ تَسَلَّمَتْ Yani ism-i Âzamın bereketiyle herbir tehlikeden selametle kurtulacaksınız. Evet, şükür kurtulduk. Eğer اَلَّذِى جَلَّ ’deki iki şeddeli lâm’lar birer “lâm” sayılsa bin iki yüz doksan dört (1294) eder ki, o zaman Risale-i Nur müellifinin dünyaya geldiği tarihtir. Ve doksan üç müthiş harbinden tâ harb-i umumiye kadar ve bin üç yüz elli dörde (1354) kadar olan tehlikeli bir zamanda yaşayacaksın. Ve çok tehlikelere düşeceksin fakat korkma, kurtulacaksın diye işaret ediyor.
2 : Ey öyle bir ismi taşıyan!
3 : Savaş ve korkma!, Harbet ve çekinme!
Önceki Risale: Yirmi Yedinci Mektuptan Mühim Parçalar / Sonraki Risale: On Sekizinci Lem'a