ÜÇÜNCÜ EMARE: Bu üç güz mevsimidir aynı zamanda medar-ı teselli üç kerameti görüyoruz.

Birincisi: Gavs-ı Âzam (r.a.) 1 يَا مُرِيدِى كُنْ قَادِرِىَّ الْوَقْتِ

2 ِللّٰهِ مُخْلِصًا تَعِيشُ سَعِيدًا tabiri ile on beş emare-i kaviye ile bize baktığı ve teselli verdiği 3 فَقُلْ وَلاَ تَخَفْ emriyle korkumuzu izale etmiş.

İkinci güzde: Aynı mevsimde Hz. Ali (r.a.) aynen o kudsî hafidinin başı üstünde bize bakıp korkulu, me’yusiyetli vaziyetimizden ve yakında başımıza gelecek musibete karşı tahaffuz için ism-i Âzamı ders verip

4 وَيَا مُدْرِكًا لِذٰلِكَ الزَّمَانِ tabiriyle beş kuvvetli delillerle o umumi hitaptan bize hususi baktığını gördük.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Ey mürîdim (Said)! Zamanın Abdülkâdirîsi ol!
2 : İhlâs-ı tâmmı kazan ki, maîşette dahi (ismin gibi) mes’ud olasın.
3 : Sözlerini söyle ve korkma!
4 : Ey o zamana yetişen ve âlimlerden olan insan!
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

Âyete’l-Kürsî : Allah’ın varlığından ve bir kısım mühim sıfatlarından bahseden Bakara Sûresinin 255. âyeti
cesim : büyük, iri
cifirce : Cifir İlmine göre
elhasıl : kısaca, özetle
beyanat : açıklamalar
emarat : işaretler, belirtiler
emare : işaret, belirti
fasıla : ara, aralık
fıkra : bölüm, kısım, kısa yazı
hafid : torun
havf : korku
hitap : seslenme, sesleniş
ihtiyar : irade, kasıt
intişar : yayılma
İsm-i Âzam : Cenab-ı Hakkın binbir isminden en büyük ve mânâca diğer isimleri kuşatmış olanı
işârât : işaretler
izale etmek : gidermek, ortadan kaldırmak
keramat-ı azîme : büyük kerametler
kerametkârâne : keramet göstererek
kudsî : kutsal, yüce
lâtif tevafuk : ince mânâlar içeren hoş, güzel uygunluk
maruz olmak : uğramak, tesirinde kalmak
me’yusiyet : ümitsizlik
mebde-i intişar : yayılma başlangıcı
müfarakat : ayrılık
tabir : ifade
tahaffuz : korunma
telifi : yazılması
teşci’ etmek : cesaret vermek, teşvik etmek
tevafuk : ince sır ve mânâları gösteren uygunluk
umumi : umuma ait, genel
ünsiyet etmek : alışmak, dostluk kurmak
ziyade : çok, fazla
emare : işaret, alâmet
emare-i kaviye : güçlü ve sağlam işaret
fıkra : bölüm, kısım, kısa yazı
gem vurmak : dizginlemek, bağlamak
himayet : koruma, himaye etme
husumet : düşmanlık
intizar : bekleme
izale etmek : yok etmek, gidermek
keramet : Allah’ın bir ikramı olarak görülen olağanüstü hal ve hareket
medar-ı teselli : teselli sebebi
muvafık gelmek : uygun gelmek, denk düşmek
müennes : dişi, dişilik ifadesi
müzekker : erkek; erkeklik ifadesi
radde : zaman dilimi, tarih
sarahat : açıklık
tabir-i hak : hak ettiği tabir, uygun ifade
tarih-i veladet : doğum tarihi
tenvin : Arapça’da, kelimenin sonunu “un, in, en” şeklinde okutan işaretlerin adı
tevafuk etmek : rastgelmek, denk düşmek
teyid etmek : desteklemek, kuvvetlendirmek
vukuat-ı mühimme : önemli olaylar
Yükleniyor...