Acaba o serseri nefer, o mücahid mualleme kulak vermezse, ne kadar tehlikede kalır, anlarsın.

İşte, ey tembel nefsim! O dalgalı meydan-ı harp, bu dağdağalı dünya hayatıdır. O taburlara taksim edilen ordu ise, cemiyet-i beşeriyedir. Ve o tabur ise, şu asrın cemaat-i İslâmiyesidir. O iki nefer ise: Biri, ferâiz-i diniyesini bilen ve işleyen ve kebâiri terk ve günahları işlememek için nefis ve şeytanla mücahede eden müttakî Müslümandır. Diğeri, Rezzâk-ı Hakikîyi itham etmek derecesinde derd-i maişete dalıp ferâizi terk eden ve maişet yolunda rastgele günahları işleyen fâsık-ı hâsirdir. Ve o talim ve talimat ise, başta namaz, ibadettir. Ve o harp ise, nefis ve heva, cin ve ins şeytanlarına karşı mücahede edip günahlardan ve ahlâk-ı rezileden kalb ve ruhunu helâket-i ebediyeden kurtarmaktır. Ve o iki vazife ise, birisi hayatı verip beslemektir; diğeri hayatı verene ve besleyene perestiş edip yalvarmaktır, Ona tevekkül edip emniyet etmektir.

Evet, en parlak bir mucize-i san’at-ı Samedâniye ve bir harika-i hikmet-i Rabbâniye olan hayatı kim vermiş, yapmış ise, rızıkla o hayatı besleyen ve idâme eden de Odur, 1 Ondan başkası olmaz. Delil mi istersin? En zayıf, en aptal hayvan, en iyi beslenir (meyve kurtları ve balıklar gibi). Hem en âciz, en nazik mahlûk, en iyi rızkı o yer (çocuklar ve yavrular gibi). Evet, vasıta-i rızk-ı helâl iktidar ve ihtiyar ile olmadığını, belki acz ve zaaf ile olduğunu anlamak için, balıklarla tilkileri, yavrularla canavarları, ağaçlarla hayvanları muvazene etmek kâfidir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : bk. Bakara Sûresi, 2:22, 60; En’am Sûresi, 6:99, 141, 142, 151; A’râf Sûresi, 7:32, 160; Enfâl Sûresi, 8:26; Yûnus Sûresi, 10:31, 59, 93; Hûd Sûresi, 11:6; İbrahim Sûresi, 14:32; Hicr Sûresi, 15:20; Nahl Sûresi, 16:72, 112, 114; İsrâ Sûresi, 17:70; Ankebût Sûresi, 29:17, 60, 62; Rûm Sûresi, 30:37, 40; Sebe Sûresi, 34:15, 24, 36; Yâsîn Sûresi, 36;47; Zümer Sûresi, 58; Cum’a Sûresi, 62:11; Talâk Sûresi, 65:3; Mülk Sûresi, 67:15, 21.
Önceki Risale: Dördüncü Söz / Sonraki Risale: Altıncı Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âciz : güçsüz
acz : âcizlik, güçsüzlük
ahlâk-ı rezile : kötü ve aşağılık ahlâk
asır : yüzyıl
cemaat-i İslâmiye : İslâm toplumu
cemiyet-i beşeriye : insan topluluğu
Cenâb-ı Rezzak-ı Kerîm : sonsuz ikram ve cömertlik sahibi ve herşeyin rızkını veren yüce Allah
dağdağalı : karışık, gürültülü
emniyet etmek : güvenmek
fâsık-ı hâsir : bilerek günah işleyip zarara uğrayan
ferâiz : farzlar, dinin zorunlu emirleri
feraiz-i diniye : dinen yapılması kesin olarak emredilen şeyler
harika-i hikmet-i Rabbaniye : Rab olan Allah’ın hikmet harikası
harp : savaş
helaket-i ebediye : sonsuz mahvoluş
heva : kabiliyet ve duyguları nefsin yasak arzu ve isteklerinin emrine verme
idâme eden : devam ettiren
ihtiyar : irade, tercih, seçme
iktidar : güç, kudret
ins : insan
itham etmek : suçlamak
kâfi : yeterli
kebâir : büyük günahlar
mahlûk : yaratık
maişet : geçim
meydan-ı harp : savaş meydanı
mu’cize-i san’at-ı Samedaniye : herşey Ona muhtaç olduğu halde Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah’ın sanat mu’cizesi
muallem : öğrenim görmüş, eğitimli kişi
muvazene : karşılaştırma
mücahede : cihad etmek, savaşmak
mücahid : cihad eden, savaşçı
müttakî : Allah’tan korkup emir ve yasaklarına titizlikle uyan
nazik : zarif, ince
nefer : asker, er
nefis : kişinin kendisi
perestiş : ibadet, kulluk
Rezzâk-ı Hakikî : gerçek rızık verici olan Allah
tabur : bir askerî birlik
taksim edilmek : ayrılmak
talimat : eğitimler, emirler
tevekkül : Allah’a dayanma ve güvenme
vasıta-i rızk-ı helâl : helâl rızık yolu
zaaf : zayıflık
Yükleniyor...