Hem dar ve fâni ve hakir dünyanın tamamen harap olup, azîm sekerâtıyla vefat edip, geniş ve bâki ve azametli âlem-i âhiretin inkişafında Hâlık-ı Arz ve Semâvâtın tasarrufât-ı celâliyesini ve tecelliyât-ı cemâliyesini andırır, hatırlattırır bir zamandır. Hem şu kâinatın Mâlik ve Mutasarrıf-ı Hakikîsi, Mâbud ve Mahbûb-u Hakikîsi o Zât olabilir ki, gece-gündüzü, kış ve yazı, dünya ve âhireti, bir kitabın sahifeleri gibi suhuletle çevirir, yazar, bozar, değiştirir, bütün bunlara hükmeder bir Kadîr-i Mutlak olduğunu ispat eden bir vaziyettir. İşte, nihayetsiz âciz, zayıf, hem nihayetsiz fakir, muhtaç, hem nihayetsiz bir istikbal zulümâtına dalmakta, hem nihayetsiz hâdisât içinde çalkanmakta olan ruh-u beşer, yatsı namazını kılmak için şu mânâdaki işâda,

İbrahimvâri لاَۤ اُحِبُّ اْلاٰفِلِينَ 1 deyip, Mâbûd-u Lemyezel, Mahbûb-u Lâyezâlin dergâhına namazla iltica edip ve şu fâni âlemde ve fâni ömürde ve karanlık dünyada ve karanlık istikbalde bir Bâkî-i Sermedî ile münâcât edip, bir parçacık bir sohbet-i bâkiye, birkaç dakikacık bir ömr-ü bâki içinde dünyasına nur serpecek, istikbalini ışıklandıracak, mevcudâtın ve ahbabının firak ve zevâlinden neş’et eden yaralarına merhem sürecek olan Rahmân-ı Rahîmin iltifat-ı rahmetini ve nur-u hidayetini görüp istemek;..

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Gece bastırınca İbrahim bir yıldız gördü, ‘Rabbim budur!’ dedi. Yıldız sönünce de, ‘Ben öyle sönüp batanları tanrı diye sevmem’ (dedi).” En’âm Sûresi, 6:76.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Sekizinci Söz / Sonraki Risale: Onuncu Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âciz : güçsüz
ahbab : sevgililer, dostlar
âhiret : öteki dünya, öldükten sonraki hayat
âlem : dünya
âlem-i âhiret : âhiret âlemi, öteki dünya
azametli : büyük
azîm : çok büyük
bâki : kalıcı ve sürekli
Bâkî-i Sermedî : varlığı kalıcı ve sürekli olan Allah
dergâh : Allah’ın yüce katı, huzuru
fâni : gelip geçici, ölümlü
firak : ayrılık
hâdisat : olaylar
hakir : hor ve değersiz
Hâlik-ı Arz ve Semavat : gökleri ve yeri yaratan Allah
Halik-ı Mevt ve Hayat : ölümü ve hayatı yaratan Allah
harap olmak : yok olmak
İbrahimvâri : Hz. İbrahim (a.s.) gibi
iltica etmek : sığınmak
iltifat-ı rahmet : Allah’ın sonsuz rahmet ve lütfuyla muamele etmesi
inkişaf : açılma, açığa çıkma
istikbal : gelecek zaman
işâ : yatsı
Kadîr-i Mutlak : sınırsız güç ve kuvvet sahibi olan Allah
kâinat : evren, yaratılmış herşey
Mâbud : kendisine ibadet edilen Allah
mevcudât : varlıklar
neş’et etmek : doğmak
nihayetsiz : sonsuz
nûr-u hidayet : doğru yola eriştiren hidayet nuru
ömr-ü bâkî : devamlı ve kalıcı ömür
rûh-u beşer : insan ruhu
sekerat : can çekişme
sohbet-i bâkiye : sonsuzluk sırrına erişmiş sohbet
suhûletle : kolaylıkla
zevâl : geçicilik, yokluk
zulümât : karanlıklar
Yükleniyor...