Hedef-i kastı, fazilet bedeline hasis bir menfaattir. Menfaatin şe’nidir tezâhum ve tehâsum. Bundan çıkar cinayet.

Hayattaki kanunu teâvün bedeline bir düstur-u cidaldir. Cidâlin şe’ni budur: tenâzu’ ve tedâfü’. Bundan çıkar sefalet.

Akvamların beyninde rabıta-i esası: âharın zararına müntebih unsuriyet. Başkaları yutmakla beslenir, alır kuvvet.

Milliyet-i menfiye, unsuriyet, milliyet; şe’ni olur daima böyle müthiş tesadüm, böyle feci telâtum. Bundan çıkar helâket.

Beşincisi şudur ki: Cazibedar hizmeti hevâ, hevesi teşci, teshil; hevesâtı, arzuları tatmin. Bundan çıkar sefahet.

O hevâ, hem heves, şe’ni budur daima: İnsanı memsuh eder, sîreti değiştirir. Mânevî meshediyor; değişir insaniyet.

Şu medenîlerden çoğu eğer içi dışına çevirsen, görürsün: Başta maymunla tilki, yılanla ayı, hınzır; sîreti olur suret.

Gelir hayali karşına, postlarıyla tüyleri. İşte şununla görünür meydandaki âsârı. Zemindeki mevâzin, mizanıdır şeriat.

Şeriatteki rahmet, semâ-i Kur’ân’dandır. Medeniyet-i Kur’ân esasları müsbettir. Beş müsbet esas üzere döner çarh-ı saadet.

Nokta-i istinadı, kuvvete bedel haktır. Hakkın daim şe’nidir adalet ve tevazün. Bundan çıkar selâmet, zâil olur şekavet.

Hedefinde menfaat yerine fazilettir. Faziletin şe’nidir muhabbet ve tecazüb. Bundan çıkar saadet; zâil olur adâvet.

Hayattaki düsturu, cidal kıtal yerine düstur-u teâvündür. O düsturun şe’nidir ittihad ve tesanüd; hayatlanır cemaat.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Otuz Üçüncü Söz / Sonraki Risale: Konferans
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhar : diğeri, başkası
cidâl : mücadele, kavga
çarh-ı saadet : mutluluk çarkı
düstur-u cidal : mücadele ve kavga prensibi
düstur-u teavün : yardımlaşma prensibi
fazilet : üstünlük, güzel ahlâk, mânevî değer, erdem
hasis : âdi, değersiz
hedef-i kast : kastedilen hedef
hevâ : hevesler, nefsin arzu ve istekleri
heves : nefsin hoşuna giden gelip geçici istek ve arzular
hevesât : gelip geçici arzu ve istekler
hınzır : domuz
insaniyet : insanlık
ittihad : birlik
kıtal : birbirini öldürme, vuruşma
medeniyet-i Kur’ân : Kur’ân medeniyeti
memsuh : biçimsiz ve çirkin surete girmiş
meshetmek : sureti değiştirmek
mevâzin : mizanlar, ölçüler
milliyet-i menfiye : zararlı milliyetçilik, ırkçılık
müntebih : uyanık olan
müsbet : olumlu
nokta-i istinad : dayanak noktası
rabıta-i esas : esas bağ
rahmet : şefkat, merhamet
saadet : mutluluk
sefahet : zevk, eğlence ve yasak şeylere düşkünlük, budalalık
sefalet : perişanlık, yoksulluk
selâmet : esenlik
semâ-i Kur’ân : Kur’an’ın semâsı, yüceliği
sîret : ahlâk, karakter
suret : şekil, görüntü
şe’n : özellik, belirleyici nitelik
şekavet : mutsuzluk, sıkıntı
şeriat : Allah tarafından bildirilen İlâhî emir ve yasaklara dayanan hükümlerin hepsi
teâvün : yardımlaşma
tecazüb : birbirini cezbetme, yakınlaşma
tedâfü’ : itişip kakışma
tehâsum : hasımlaşma, düşmanlık
telâtum : vuruşma, çarpışma
tenâzu’ : çekişme, çatışma
tesadüm : çarpışma, vuruşma
tesanüd : dayanışma
teshil : kolaylaştırma
teşci : cesaretlendirme
tevazün : dengeli, ölçülü davranma
tezâhum : izdiham meydana getirme, zahmet verme
unsuriyet : ırkçılık
zâil olmak : geçip gitmek, yok olmak
Yükleniyor...