Maddiyyunluk bir tâun-u mânevîdir
Maddiyyunluk bir tâun-u mânevî; beşere de tutturdu şu müthiş bir sıtmayı. HAŞİYE Hem de âni çarptırdı bir gazab-ı İlâhî.
Telkin, hem de taklit, tenkide kabiliyet-i tevessüü nisbeten, o tâun da ediyor tevessü ve intişar. Telkini fenden almış, medeniyetten taklit.
Hürriyet tenkit vermiş; gururundan dalâlet çıkmış.
• • •
Vücutta atâlet yok; işsiz adam, vücutta adem hesabına işler
En bedbaht, sıkıntılı, muztarip işsiz olan adamdır. Zira ki atâlet, vücut içinde adem, hayat içinde mevttir.
Sa’y ise, vücudun hayatı, hem hayatın yakazasıdır elbet.
• • •
Ribâ İslâma zarar-ı mutlaktır
Ribâ atâlet verir, şevk-i sa’yi söndürür. Ribânın kapıları, hem de onun kapları olan bu bankaların her dem nef’i ise, beşerin en fena kısmınadır. Onlar da gâvurlardır. Gâvurlardaki nef’i en fena kısmınadır; onlar da zalimler. Her dem zalimlerdeki nef’i en fena kısmınadır. Onlar da sefihlerdir.
Âlem-i İslâma bir zarar-ı mutlaktır. Mutlak beşer her dem refahı nazar-ı şer’îde yoktur. Zira harbî bir gâvur hürmetsiz, ismetsizdir, demi hederdir. Her de...m.
• • •
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
HAŞİYE : Eski Harb-i Umumîye işaret eder.
Önceki Risale: Otuz Üçüncü Söz / Sonraki Risale: Konferans