Sonra, o Rabbü’l-Âlemînin ulûhiyetinin izharına karşı, zaaf içinde aczlerini, ihtiyaç içinde fakrlarını ilândan ibaret olan ubûdiyet ile ve ubûdiyetin hülâsası olan namaz ile mukabele ettiler.

Daha bunlar gibi gûnâgûn ubûdiyet vazifeleriyle şu dar-ı dünya denilen mescid-i kebîrinde farîze-i ömürlerini ve vazife-i hayatlarını eda edip ahsen-i takvim suretini aldılar. 1 Bütün mahlûkat üstünde bir mertebeye çıktılar ki, yümn-ü iman ile emn ü emanet 2 ile mücehhez, emin bir halife-i arz 3 oldular. Ve şu meydan-ı tecrübe ve şu destgâh-ı imtihandan sonra, onların Rabb-i Kerîmi, onları, imanlarına mükâfat olarak saadet-i ebediyeye ve İslâmiyetlerine ücret olarak dârüsselâma davet ederek öyle bir ikram etti ve eder ki, hiç göz görmemiş ve kulak işitmemiş ve kalb-i beşere hutur etmemiş derecede 4 parlak bir tarzda rahmetine mazhar etti ve onlara ebediyet ve bekà verdi.

Çünkü ebedî ve sermedî olan bir cemâlin seyirci müştâkı ve âyinedar âşıkı, elbette bâki kalıp ebede gidecektir. İşte Kur’ân şakirtlerinin akıbetleri böyledir. Cenâb-ı Hak bizleri onlardan eylesin. Âmin!

Amma, füccar ve eşrar olan diğer güruh ise, hadd-i bulûğ ile şu âlem sarayına girdikleri vakit, bütün vahdâniyetin delillerine karşı küfür ile mukabele edip ve bütün nimetlere karşı küfran ile mukabele ederek ve bütün mevcudatı kıymetsizlikle kâfirâne bir itham ile tahkir ettiler. Ve bütün esmâ-i İlâhiyenin tecelliyâtına karşı red ve inkâr ile mukabele ettiklerinden, az bir vakitte nihayetsiz bir cinayet işlediler, nihayetsiz bir azaba müstehak oldular.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : bk. Tîn Sûresi, 95:4.
2 : bk. Ahzâb Sûresi, 33:72.
3 : bk. Bakara Sûresi, 2:30; Enâm Sûresi, 6:165; Yûnus Sûresi, 10:14.
4 : bk. Secde Sûresi, 32:17; Zuhruf Sûresi, 43:71; Buhârî, Bed’ü’l-Halk 8; Tefsîru Sûre (32) 1, Tevhid 35; Müslim, İmân 312, Cennet 2-5; Tirmizî, Cennet 15, Tefsîru Sûre (32) 2, (56) 1; İbni Mâce, Zühd 39; Dârimî, Rikak 98, 105; Müsned 2:313, 370, 407, 416, 438, 462, 466, 495, 506, 5:334.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Onuncu Söz / Sonraki Risale: On İkinci Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ahsen-i takvim : insanın yaratılışının en güzel şekilde ve tam kıvamında olması
âlem : dünya
âmin : "Allahım kabul eyle"
âyinedar : ayna olan, yansıtan
cemâl : güzellik
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah
dar-ı dünya : dünya yurdu
dârüsselâm : esenlik yurdu, Cennet
destgâh-ı imtihan : sınav tezgahı
eda etmek : yerine getirmek
emn ü emanet : emanetin güvenliği
esrar : şerli ve kötü kimseler
farîze-i ömür : ömür borcu
füccar : günahkârlar, açıktan günah işleyenler
gûnâgûn : türlü türlü, renk renk
güruh : grup, topluluk
hadd-i bulûğ : ergenlik çağı
halife-i arz : yeryüzünde Allah'ın emirlerini yerine getirip Onun namına tasarrufta bulunan ve varlıklar üzerinde Onun adına egemen olan İnsan
hutur etmek : hatıra gelmek
küfür : inkâr, inançsızlık
mahlûkat : yaratıklar
mazhar etmek : eriştirmek
mescid-i kebir : büyük mescid
mevcudat : varlıklar
meydan-ı tecrübe : deneme alanı
mücehhez : cihazlanmış, donanmış
mükâfat : ödül
müstehak : hak etmiş, layık
müştak : düşkün, aşık
Rabb-i Kerim : sonsuz ikram, ihsan ve iyilik sahibi, herşeyi İdare ve terbiye eden Allah
rahmet : şefkat, merhamet
saadet-i ebediye : sonsuz mutluluk
sermedi : sürekli, devamlı
tecelliyât : görünümler, yansımalar, İlâhî isimlerin varlıklarda eserini göstermesi
vahdaniyet : Allah'ın bir ve tek oluşu
vazife-İ hayat : hayat görevi
yümn-ü iman : inanmanın getirdiği bereket ve uğur
Yükleniyor...