Şuâât-ı Mârifetü’n-Nebî namındaki Türkçe bir risalede ve On Dokuzuncu Mektupta ve şu Sözde icmâlen işaret ettiğimiz delâil-i nübüvvet-i Ahmediyeyi (a.s.m.) beyan etmişim. Hem onda Kur’ân-ı Hakîmin vücuh-u i’câzı icmâlen zikredilmiş. Yine Lemeât namında Türkçe bir risalede ve Yirmi Beşinci Sözde Kur’ân’ın kırk vech ile mu’cize olduğunu icmâlen beyan ve kırk vücuh-u i’câzına işaret etmişim. O kırk vecihte, yalnız nazımda olan belâğati, İşârâtü’l-İ’câz namındaki bir tefsir-i Arabîde, kırk sahife içinde yazmışım. Eğer ihtiyacın varsa şu üç kitaba müracaat edebilirsin.

ON DÖRDÜNCÜ REŞHA

Mahzen-i mu’cizat ve mu’cize-i kübrâ olan Kur’ân-ı Hakîm, nübüvvet-i Ahmediye (a.s.m.) ile vahdâniyet-i İlâhiyeyi o derece kat’î ispat ediyor ki, başka burhana hâcet bırakmıyor. Biz de onun tarifine ve medar-ı tenkit olmuş bir iki lem’a-i i’câzına işaret ederiz.

İşte, Rabbimizi bize tarif eden Kur’ân-ı Hakîm,

• şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi,

• şu sahâif-i arz ve semâda müstetir künûz-u esmâ-i İlâhiyenin keşşafı,

• şu sutûr-u hâdisâtın altında muzmer hakaikın miftâhı,

• şu âlem-i şehadet perdesi arkasındaki âlem-i gayb cihetinden gelen
iltifâtât-ı Rahmâniye ve hitâbât-ı ezeliyenin hazinesi,

• şu âlem-i mâneviye-i İslâmiyenin güneşi, temeli, hendesesi,

• âvâlim-i uhreviyenin haritası,

• Zât ve sıfât ve şuûn-u İlâhiyenin kavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhı,
burhan-ı nâtıkı, tercüman-ı sâtıı,

• şu âlem-i insaniyetin mürebbîsi, hikmet-i hakikîsi, mürşid ve hâdîsi,..
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Sekizinci Söz / Sonraki Risale: Yirminci Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlem-i gayb : görünmeyen âlem
âlem-i insaniyet : insanlık âlemi
âlem-i mâneviye-i İslâmiye : İslâmiyetin mânevî âlemi
âlem-i şehadet : görünen âlem
âvâlim-i uhreviye : âhiret âlemleri
belâğat : maksada ve hale uygun güzel söz söyleme
beyan : açıklama
burhan : delil
burhan-ı nâtık : konuşan delil
cihet : yön, taraf
delâil-i nübüvvet-i Ahmediye : Hz. Muhammed’in peygamberliğinin delilleri
hâcet : ihtiyaç
hâdî : doğru ve hak yolu gösterici
hakaik : gerçekler, doğrular
hendese : plan
hikmet-i hakikî : gerçek hikmet
hitâbât-ı ezeliye : ezelî hitaplar
icmâlen : kısaca, özetle
iltifâtât-ı Rahmâniye : Rahmânî iltifatlar
kat’î : kesin
kavl-i şârihi : açıklayıcı söz
keşşâf : keşfedici, açığa çıkarıcı
kitab-ı kebîr-i kâinat : büyük kâinat kitabı
Kur’ân-ı Hakîm : sayısız hikmetleri içinde bulunduran Kur’ân
künûz-u esmâ-i İlâhiye : Allah’ın isimlerinin hazineleri
lem’a-i i’câz : mu’cizelik parıltısı
mahzen-i mu’cizât : mu’cizeler deposu
medar-ı tenkit : tenkide sebep
miftâh : anahtar
mu’cize-i kübrâ : en büyük mu’cize
muzmer : gizli, saklı
mürebbî : terbiye edici, eğitici
mürşid : doğru yolu gösterici
müstetir : gizli, örtülü
nazım : diziliş, tertip
nübüvvet-i Ahmediye : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) peygamberliği
risale : kitap
sahâif-i arz ve semâ : yer ve gök sayfaları
sutûr-u hâdisât : hadiselerin satırları
Şuâât-ı Mârifetü’n-Nebî : Peygamberi tanıma parıltıları, nurları
tefsir-i Arabî : Arapça tefsir
tefsir-i vâzıh : açık tefsir
tercüman-ı sâtı : parlak tercüman
tercüme-i ezeliye : ezelden gelen tercüme
vahdâniyet-i İlâhiye : Cenab-ı Allah’ın birliği
vecih : yön
vücuh-u i’câz : mu’cizelik yönleri
Zât ve sıfat ve şuûn-u İlâhîye : Allah’ın Zât, sıfat ve mukaddes özellikleri
zikredilmek : hatırlatılmak
Yükleniyor...