Öyle de, kendine, vücuduna ve enaniyetine dayansan, yıldızböceği gibi olursun. Eğer sen fâni vücudunu, o vücudu sana veren Hâlıkın yolunda feda etsen, balarısı gibi olursun, hadsiz bir nur-u vücut bulursun. Hem feda et. Çünkü şu vücut sende vedia ve emanettir.
وَمُلْكِ اُو وَاُودَادَه فَنَا كُنْ تَا بَقَا يَابَدْ، اَزْاَنْ
سِرِّى كِه: “نَفْىِ النَفْى” اِثْبَاتَ سْت
Hem Onun mülküdür, hem O vermiştir. Öyle ise, minnet etmeyerek ve çekinmeyerek fena et, feda et, ta bekà bulsun. Çünkü nefy-i nefy ispattır. Yani, yok yok ise, o vardır. Yok, yok olsa, var olur.
خُدَاىِ پُرْكَرَمْ خُودْ مُلْكِ خُودْرَا م۪ى خَرَدْ اَزْ تُو
بَهَاىِ ب۪ى گِرَانْ دَادَه بَرَاىِ تُو نِگَاهْ دَارَسْتْ

Hâlık-ı Kerîm, kendi mülkünü senden satın alıyor; Cennet gibi büyük bir fiyatı verir. Hem o mülkü senin için güzelce muhafaza ediyor, kıymetini yükselttiriyor. Yine sana hem bâki, hem mükemmel bir surette verecektir. Öyle ise, ey nefsim, hiç durma. Birbiri içinde beş kârlı bu ticareti yap. Ta beş hasâretten kurtulup, beş ribhi birden kazanasın. 1

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Buradaki beş kâr ve beş hasâret için Altıncı Söze bakınız.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

bâki : sürekli, devamlı
bekà : devamlılık, süreklilik
enaniyet : benlik
fâni : ölümlü, geçici
hadsiz : sınırsız
Hâlık : herşeyi yaratan Allah
Hâlık-ı Kerîm : ikramı bol ve her şeyi yaratan Allah
hasâret : zarar
mülk : sahip olunan ve hükmedilen şey
nefis : kişinin kendisi
nefy-i nefy : yokluğun yokluğu
nur-u vücut : varlık nuru
ribh : kazanç, kâr
vedia : emanet
Yükleniyor...