On Beşinci Pencere

اَلَّذِى اَحْسَنَ كُلَّ شىْءٍ خَلَقَهُ 1

sırrınca, herşeye, o şeyin kabiliyet-i mahiyetine göre kemâl-i mizan ve intizamla biçilip hüsn-ü san’atla tertip edilip, en kısa yolda, en güzel bir surette, en hafif bir tarzda, istimalce en kolay bir şekilde (meselâ kuşların elbiselerine ve her vakit tüylerini kolayca oynatmalarına ve istimal etmelerine bak), hem israfsız, hikmetli bir tarzda vücut vermek, suret giydirmek, eşya adedince dillerle bir Sâni-i Hakîmin vücub-u vücuduna şehadet ve bir Kadîr-i Alîm-i Mutlaka işaret ederler.

On Altıncı Pencere

Rû-yi zeminde mevsim be mevsim tazelenen mahlûkatın icad ve tedbirlerindeki intizamat ve tanzimat, bilbedâhe bir hikmet-i âmmeyi gösterir.2 Sıfat mevsufsuz olmadığından, elbette o hikmet-i âmme, bizzarure bir Hakîmi gösterir. Hem o perde-i hikmet içinde harika tezyinat, bilbedâhe bir inâyet-i tammeyi gösterir. Ve o inâyet-i tamme, bizzarure inâyetkâr bir Hâlık-ı Kerîmi gösterir.

Ve o perde-i inâyette, umuma şamil bir taltifat ve ihsanat, bilbedâhe bir rahmet-i vâsiayı gösterir. Ve o rahmet-i vâsia, bizzarure bir Rahmân-ı Rahîmi gösterir. Ve o perde-i rahmet üstünde dahi, bütün rızka muhtaç zîhayatların lâyık ve mükemmel bir tarzda iâşeleri ve erzakları, bilbedâhe, terbiyekârâne bir rezzâkıyet ve şefkatkârâne bir rububiyeti gösterir. Ve o terbiye ve idare, bizzarure bir Rezzâk-ı Kerîmi gösterir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “O herşeyi en güzel şekilde yaratandır.” Secde Sûresi, 32:7.
2 : bk. Bakara Sûresi, 2:259; En’âm Sûresi, 6:99; Hac Sûresi, 22:5; Mü’minûn Sûresi, 23:14; Rûm Sûresi, 30:50; Mülk Sûresi, 67:3; Ğâşiye Sûresi, 88:17.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Otuz İkinci Söz / Sonraki Risale: Lemeât
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

bilbedâhe : ap açık bir şekilde
Hakîm : herşeyi hikmetle yapan Allah
Hâlık-ı Kerîm : sonsuz cömertlik ve ikram sahibi ve herşeyi yoktan yaratan Allah
hikmet : bir gaye ve faydaya yönelik olarak, tam yerli yerinde olma
hikmet-i âmme : herşeyi kuşatan hikmet, gaye ve fayda
hüsn-ü san’at : güzel san’at
iaşe : beslenme
icad : var etme, yaratma
ihsanat : bağışlar, iyilikler
inâyet-i tamme : bütün yararların, hikmetlerin ve faydaların kaynağı olan düzenliliğin eksiksiz ve tam oluşu
inâyetkâr : inâyet sahibi
intizamat : düzenlilikler
istimalce : kullanımca
Kadîr-i Alîm-i Mutlak : herşeye gücü yeten ve herşeyi bilen, sınırsız kudret ve ilim sahibi Allah
kemâl-i hikmet : tam ve mükemmel bir hikmet
kemâl-i inâyet : bütün yararların, hikmetlerin ve faydaların kaynağı olan düzenliliğin mükemmelliği
mahlûkat : yaratıklar
mevsim be mevsim : her mevsim
mevsuf : nitelendirilen, vasıflandırılan
perde-i hikmet : hikmet perdesi
perde-i inâyet : bütün yararların, hikmetlerin ve faydaların kaynağı olan düzen perdesi
perde-i rahmet : rahmet perdesi
Rahmân-ı Rahîm : kullarına karşı sınırsız rahmet sahibi olan ve rahmetinin eserleri dünya ve âhireti dolduran zât, Allah
rahmet-i vâsia : geniş rahmet
Rezzak-ı Kerim : bütün yaratılmışların rızıklarını veren ve pek büyük ikram sahibi olan Allah
rezzâkıyet : rızık vericilik
rububiyet : Allah’ın bütün varlık âlemini kuşatan mâlikiyeti, yaratıcılığı ve terbiyesi
rû-yi zemin : yeryüzü
Sâni-i Hakîm : herşeyi hikmetle ve san’atlı bir şekilde yaratan Allah
suret : şekil, biçim
şamil : içine alan, kapsayıcı
şefkatkârâne : şefkatli bir şekilde
şehadet : şahitlik, tanıklık
taltifat : lütuf ve iyiliklerde bulunma
tanzimat : düzenlemeler
tedbir : idare etme, çekip çevirme
terbiyekârâne : terbiye ederek, besleyip büyüterek
tertip : düzenleme
tezyinat : süslemeler
umum : genel, herkes
vücub-u vücud : varlığının zorunlu oluşu
zemin : yer
zîhayat : hayat sahibi, canlı
Yükleniyor...