Elhasıl: Birinci Sözde denildiği ve ispat edildiği gibi, herşey Bismillâh der. İşte, bütün mevcudat gibi, herbir zerre ve zerrâtın herbir taifesi ve mahsus herbir cemaati, lisan-ı hâl ile Bismillâh der, hareket eder. Evet, geçmiş Üç Nokta sırrıyla, herbir zerre, mebde-i hareketinde, lisan-ı hâl ile “Bismillâhirrahmânirrahîm” der. Yani, “Ben Allah’ın namıyla, hesabıyla, ismiyle, izniyle, kuvvetiyle hareket ediyorum.” 1

Sonra, netice-i hareketinde, herbir masnu gibi, herbir zerre, herbir taifesi, lisan-ı hâl ile 2 اَلْحَمْدُ ِللّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ der ki, bir kaside-i medhiye hükmünde olan san’atlı bir mahlûkun nakşında, kudretin küçük bir kalem ucu hükmünde kendini gösterir. Belki herbiri, mânevî, Rabbânî, muazzam, hadsiz başlı bir fonoğrafın birer plâğı hükmünde olan masnuların üstünde dönen ve tahmidât-ı Rabbâniye kasideleriyle o masnuatı konuşturan ve tesbihat-ı İlâhiye neşidelerini okutturan birer iğne başı suretinde kendini gösteriyorlar.

دَعْوٰيهُمْ فِيهَا سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ وَتَـحِيَّتُهُمْ فِيهَا سَلاَمٌ وَاٰخِرُ دَعْوٰيهُمْ اَنِ الْحَمْدُ ِللّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 3

سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَناَۤ اِلاَّ مَاعَلَّمْتَنَاۤ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ 4

رَبَنَّا لاَ تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ اِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً اِنَّكَ اَنْتَ الْوَهَّابُ 5

اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلاَةً تَكُونُ لَكَ رِضَاۤءً وَلِحَقِّهِ اَدَاءً وَعَلٰۤى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ وَاِخْوَانِهِ وَسَلِّمْ وَسَلِّمْنَا وَسَلِّمْ دِينَنَا، اٰمِينَ يَا رَبَّ الْعَالَمِينَ 6

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : bk. İsrâ Sûresi, 17:44.
2 : “Her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.” Fâtiha Sûresi, 1:2.
3 : “Onların Cennetteki duaları şöyledir: ‘Allahım, Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederiz.’ Aralarındaki dilekleri de hep selâmdır, iyiliktir. Duaları ise şu sözlerle sona erer: ‘Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.” Yûnus Sûresi, 10:10.
4 : “Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Muhakkak ki ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Sensin.” Bakara Sûresi, 2:32.
5 : “Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalblerimizi sapıklığa meylettirme. Yüce katından bize bir rahmet bağışla. Muhakkak ki veren Sensin, dua edip istediklerimizi bize bağışlayan Sensin.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:8.
6 : Allahım! Efendimiz Muhammed’e, âline, ashabına ve ihvânına, Senin razı olacağın şekilde ve onun hakkını eda edecek bir surette salât ve selâm et, bize ve dinimize selâmet ver. Âmin, ey Rabbü’l-Âlemîn.
« Önceki Sayfa  |
Önceki Risale: Yirmi Dokuzuncu Söz / Sonraki Risale: Otuz Birinci Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

Bismillâh : Allah’ın adıyla
Bismillâhirrahmânirrahîm : Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
cemaat : topluluk
elhasıl : özetle, sonuç olarak
fonoğraf : Gromofonun ilk şekli, ses cihazı
hads-i sâdık : tam ve şüphesiz idrak etme ve bilme
kaside : övgü şiiri
kaside-i medhiye : metheden, öven kaside
kudret : güç, iktidar
lisan-ı hâl : hal ve beden dili
mahlûk : yaratık
masnu : sanat eseri varlık
masnuat : sanat eseri varlıklar
mebde-i hareket : hareketin başlangıcı
mektep : okul
mevcudat : varlıklar
misafirhane-i terbiye : terbiye etmek için kurulan misafirhane
muazzam : çok büyük
neşide : şiir
netice-i hareket : hareketin sonucu
Rabbânî : Allah’a ait
suret : şekil, biçim
tahmidât-ı Rabbâniye : Allah’a yapılan şükür ve övgüler
taife : topluluk
tesbihat-ı İlâhiye : Allah’ı noksan sıfatlardan yüce tutan sözler
zerrât : zerreler, atomlar
zerre : atom, en küçük madde parçası
Yükleniyor...